Page 24 - Vücut Elektriği Mucizesi
P. 24
22 VÜCUT ELEKTRİĞİ MUCİZESİ
Sinirler: Vücudumuzun Elektrik Kabloları
Elektrik kablolarının iki kısımdan oluştuğunu hepimiz biliriz:
İçeride genellikle elektrik akımının geçtiği bakır bir tel ve dışında kau-
çuk veya plastikten üretilen ve elektrik telinin kısa devre yapmasını ön-
leyen bir tür yalıtım maddesi bulunur. Sinir hücresi, bir elektrik kablosu
ile tıpatıp aynı oluşuma sahiptir: İç kısmında, insan vücuduna ait elek-
trik akımının geçtiği çok ince lifler, dışında ise Schwann kılıfı olarak bi-
linen ve kısa devreleri önleyen bir yalıtım malzemesi bulunmaktadır.
Schwann kılıfı, örneğin bir virüs nedeniyle zarar gördüğünde –tıpkı
elektrik kablosunun kauçuk kılıfının çatlayarak ya da yanarak hasar gör-
mesi gibi– insan vücuduna ait elektrik, dokular boyunca dağılır ve kişi
kısmen ya da tümüyle felç olur.
Tüm sinir lifleri elektrik ile yüklüdür. Dışarıdaki elektrik artı, içeri-
deki ise eksi yüklüdür. Sinire dokunulduğunda, anında elektriksel bir
atlama meydana gelir. Artı yüklü elektrik, sinir lifinin içine girerken, ek-
si yüklü elektrik sinir lifinin dışına doğru hareket eder. Eksi yüklü elek-
trik sinir lifi boyunca hareket ederek, bir elektrik akımı oluşturur. Bunun
sonucunda bir kas ya da organ çalışır. Elektrik akımı iletildikten sonra
herşey normal durumuna döner. Artı yüklü elektrik tekrar sinir lifinin
dışına gider ve eksi yüklü elektrik içeriye döner. Bu sayede sinir lifi bir
kez daha bir başka dokunuş ya da uyarıya hazır hale gelir.
Bu elektriksel düzen sayesinde canlılığımızı sağlayan faaliyetler de-
vam eder. Ancak bu düzen, burada özetlediğimizden çok daha detaylı,
çok daha ince bir tasarıma sahiptir. Elektron mikroskobunun görüş gücü
arttıkça, bilim adamlarını hayranlık içinde bırakan kompleks düzenler
ortaya çıkar. Sinirleri oluşturan sinir hücreleri de benzersiz tasarımların-
da şaşırtıcı detaylarla doludur ve Rabbimiz’in sonsuz gücünü sergile-
mektedir:
Göklerin, yerin ve içlerinde olanların tümünün mülkü Allah’ındır.
O, herşeye güç yetirendir. (Maide Suresi, 120)