Page 165 - Dünya Hayatında Tüm Zevkleri Tüketenler
P. 165

Harun Yahya (Adnan Oktar)              163


            na gelebileceğini ispat etmeye çalıştı. Ancak bu çalışmalar başarı-
            sızlıkla sonuçlanacak ve Oparin şu itirafı yapmak zorunda kala-
            caktı:
                "Maalesef hücrenin kökeni, evrim teorisinin tümünü içine alan en
                karanlık noktayı oluşturmaktadır." (Alexander I. Oparin, Origin of
                Life, (1936) New York, Dover Publications, 1953 (Reprint),
                s.196)
               Oparin'in yolunu izleyen evrimciler, hayatın kökeni konusunu
            çözüme kavuşturacak deneyler yapmaya çalıştılar. Bu deneylerin
            en ünlüsü, Amerikalı kimyacı Stanley Miller tarafından 1953 yılın-
            da düzenlendi. Miller, ilkel dünya atmosferinde olduğunu iddia
            ettiği gazları bir deney düzeneğinde birleştirerek ve bu karışıma
            enerji ekleyerek, proteinlerin yapısında kullanılan birkaç organik
            molekül (amino asit) sentezledi. O yıllarda evrim adına önemli bir
            aşama gibi tanıtılan bu deneyin geçerli olmadığı ve deneyde kulla-
            nılan atmosferin gerçek dünya koşullarından çok farklı olduğu,
            ilerleyen yıllarda ortaya çıkacaktı. ("New Evidence on Evolution of
            Early Atmosphere and Life", Bulletin of the American Meteorological
            Society, c. 63, Kasım 1982, s. 1328-1330)
               Uzun süren bir sessizlikten sonra Miller'in kendisi de kullan-
            dığı atmosfer ortamının gerçekçi olmadığını itiraf etti. (Stanley
            Miller, Molecular Evolution of Life: Current Status of the Prebiotic
            Synthesis of Small Molecules, 1986, s. 7)
               Hayatın kökeni sorununu açıklamak için 20. yüzyıl boyunca
            yürütülen tüm evrimci çabalar hep başarısızlıkla sonuçlandı. San
            Diego Scripps Enstitüsü'nden ünlü jeokimyacı Jeffrey Bada, evrim-
            ci Earth dergisinde 1998 yılında yayınlanan bir makalede bu ger-
            çeği şöyle kabul eder:
                Bugün, 20. yüzyılı geride bırakırken, hala, 20. yüzyıla girdiğimiz-
                de sahip olduğumuz en büyük çözülmemiş problemle karşı karşı-
   160   161   162   163   164   165   166   167   168   169   170