Page 52 - Sonsuzluk Başlamış Durumda
P. 52
SONSUZLUK BAŞLAMIŞ DURUMDA
tık pasta yeme ve taşa tekme atma örnekleri için de düşünülebilir.
Görüldüğü gibi insanın algılarını aşması ve dışarı çıkması müm-
kün değildir. Bu durumda bir insanın ruhuna, bedeni ve hiçbir mad-
di varlığı olmadığı halde, ortada maddesel bir ortam da olmamasına
karşın herşey seyrettirilebilecektir. Öyle ki kişinin bunu anlaması
mümkün değildir, hatta izlettirilen üç boyutlu mükemmel görüntü-
leri gerçek zannedip, varlığından da son derece emin olacaktır. Çün-
kü her insan duyu organlarına hissettirilen algılara bağımlıdır.
İngiliz felsefeci David Hume bu gerçek üzerindeki düşüncelerini
şöyle ifade etmiştir:
Çok samimi olarak, kendim dediğim şeye dahil olduğum zaman ben
sıcak ya da soğuğa, ışık ya da gölgeye, aşk ya da nefrete, acı ya da
lezzete dair özel bir algıya ya da başka bir şeye daima rastlarım. Ben
bir algı olmaksızın herhangi bir zamanda kendimi asla yakalaya-
mam ve asla algıdan başka bir şeyi gözleyemem. 10
Algıların Beyinde Oluştuğu Felsefe Değil,
Bilimsel Gerçektir
Materyalistler, burada anlattıklarımızın felsefi bir görüş olduğu-
nu iddia etmektedirler. Oysa bizim "dış dünya"nın aslıyla hiçbir za-
man muhatap olmadığımız bir felsefe değil, bilimsel bir gerçektir.
Görüntünün ve hislerin beyinde nasıl oluştuğu, bütün tıp fakültele-
rinde detaylı biçimde okutulmaktadır. Başta modern fizik olmak
üzere 20. yüzyıl biliminin ortaya koyduğu gerçekler, maddenin so-
mut bir gerçekliğe sahip olmadığını, herkesin bir anlamda "beynin-
deki ekran"ı izlediğini açıkça göstermektedir.
Bunu, ister ateist olsun, ister budist olsun, ister başka bir görüşe
ya da düşünceye sahip olsun, bilime inanan herkes kabul etmek zo-
rundadır. Bir materyalist kendince Allah'ın varlığını inkar edebilir
ama bu bilimsel gerçeği inkar edemez.
Yaşadıkları devirlerin bilim anlayışı ve bilimsel imkanları yeter-
siz dahi olsa, Karl Marx, Friedrich Engels, Georges Politzer ve di-
50