Page 61 - Ölüm Kıyamet Cehennem
P. 61
Harun Yahya (Adnan Oktar) 59
çekte, maddi ve manevi çok büyük bir azabın içine girmiştir.
Ölüm melekleri, acı vererek ve aşağılayarak onun canını bede-
ninden çıkarırlar. Kuran’da, bu melekler, inkarcıların canlarını
bedenlerinden, “ta en derinden acıyla sökerek çıkaranlar”
(Naziat Suresi, 1) olarak tarif edilirler.
Başka ayetlerde şöyle buyrulmaktadır:
Hayır; can, köprücük kemiğine gelip dayandığı za-
man, “Son müdahaleyi yapacak kim” denir.
Artık gerçekten, kendisi de bir ayrılık olduğunu anla-
mıştır. (Kıyamet Suresi, 26-28)
İşte inkarcı, artık hayatı boyunca inkar etmiş olduğu o bü-
yük gerçekle yüzyüzedir. Ölümle birlikte, yaşamı boyunca işle-
diği büyük suçun, inkarının cezasını çekmeye başlayacaktır.
Meleklerin sırtına vura vura, canını en derinden sökerek alma-
ları, kendisini bekleyen sonsuz azabın yalnızca çok hafif bir baş-
langıcıdır.
Bunun aksine, ölüm, mümin için büyük bir mutluluk ve ne-
şenin başlangıcıdır. Ruhu en derinden acıyla sökülen inkarcının
aksine müminin ruhu, “yumuşacık çekip alanlar” tarafından
(Naziat Suresi, 2), “güzellikle” ve “selamla” (Nahl Suresi,
32), adeta uykuda ruhun acısızca bedenden ayrılıp farklı bir bo-
yuta geçmesi gibi alınır.
Ölümün gerçeği işte budur. Dışarıdaki insanlar, yalnızca
tıbbi ölümü bilirler; hayati fonksiyonları sona ermek üzere
olan bir beden görürler. Ölen kimseyi seyredenler, ne onun
yüzüne ve sırtına vurulduğunu, ne ayaklarının dolaştığını, ne de
canının köprücük kemiğine dayandığını görürler. Bu görüntü
ve hislerle yalnızca ölen kişinin ruhu muhatap olur. Oysa ger-
çek ölüm, dışarıda insanların göremeyeceği bir boyutta ölen