Page 78 - Ölüm Kıyamet Cehennem
P. 78

72                  ÖLÜM KIYAMET CEHENNEM

            tip olayların kendi başına da gelebileceğini, her an kendi imti-
            hanının da sona erebileceğini hatırlamak, hemen Allah’a sığınıp
            bütün samimiyeti ile bağışlanma dilemektir.
               Müminlerin gördükleri olaylardan aldıkları ders ve ibret ka-
            lıcı olur. Fakat, aynı olayların iman etmeyenler üzerindeki et-
            kisi ve bunlara verdikleri tepki çok daha farklıdır. İnkarcılar
            kendilerinde uyandırdığı dehşet hissinin bir sonucu olarak ölü-
            mün gerçekliğini kabullenmeyerek ya da unutmaya çalışarak
            kendilerini rahatlatmak için uğraşıp-dururlar. Ancak bu yanıltı-
            cı metodla kendilerine zarar vermekten öteye gidemezler.
            Çünkü Allah, “Onları adı konulmuş bir süreye kadar erte-
            lemektedir” (Nahl Suresi, 61) ve bu süre sandıklarının aksi-
            ne aleyhlerine işlemektedir. Kuran’da şöyle buyrulur:
                O küfre sapanlar, kendilerine tanıdığımız süreyi sa-
                kın kendileri için hayırlı sanmasınlar, Biz onlara, an-
                cak günahları daha da artsın diye süre vermekteyiz.
                Onlar için aşağılatıcı bir azap vardır. (Al-i İmran Su-
                resi, 178)
               Ölüm en yakınındaki kimseye isabet ettiğinde bile bu uya-
            rıyı hiç üzerine almayan, bundan bir öğüt ve ders çıkaramayan
            gaflet içindeki insan, günün birinde kendisi ölümle karşı karşı-
            ya kalsa, içinde bulunduğu durumdan kurtulmak için bir anda
            dünyanın en ihlaslı insanı haline geliverir. Kuran’da bu psikolo-
            ji bir örnekle şöyle tasvir edilir:
                Karada ve denizde sizi gezdiren O’dur. Öyle ki siz
                gemide bulunduğunuz zaman, onlar da güzel bir rüz-
                garla onu yüzdürürlerken ve (tam) bununla sevin-
                mektelerken, ona çılgınca bir rüzgar gelip çatar ve
                her yandan dalgalar onları kuşatıverir; onlar artık bu
                (dalgalarla) gerçekten kuşatıldıklarını sanmışlarken,
   73   74   75   76   77   78   79   80   81   82   83