Page 189 - Risale-i Nur - Şualar
P. 189

DOKUZUNCU  ŞUÂ                                                                                                                191

           ve  Âlem-i  Âhiretin  ve  ileride  cin  ve  ins  ile  şenlendirilecek  olan  Dâr-ı
           Saadetin  ve  Cennet  ve  Cehennem'in  Vücudlarına  delalet  ederler.  Çünki
           Melekler  bu  Âlemleri  İzn-i  İlahî  ile  görebilirler  ve  girerler  ve  Hazret-i
           Cebrail  gibi,  İnsanlar  ile  görüşen  umum  Melaike-i  Mukarrebîn  mezkûr
           Âlemlerin  Vücudlarını  ve  onlar,  onlarda  gezdiklerini  müttefikan  haber
           veriyorlar.  Görmediğimiz  Amerika  kıt'asının  vücudunu,  ondan  gelenlerin
           ihbarıyla bedihî bildiğimiz gibi;  yüz tevatür kuvvetinde bulunan Melaike
           ihbaratıyla Âlem-i Bekanın ve Dâr-ı Âhiretin ve Cennet ve Cehennem'in
           vücudlarına o kat'iyyette İman etmek gerektir ve öyle de İman ederiz. Hem
           Yirmialtıncı Söz olan Risale-i Kader'de "İman-ı Bilkader" Rüknünü isbat
           eden  bütün  deliller;  dolayısıyla  Haşre  ve  Neşr-i  Suhufa  ve  Mizan-ı
           Ekberdeki  Müvazene-i  A'male  delalet  ederler.  Çünki  herşeyin
           mukadderatını gözümüz önünde Nizam ve Mizan Levhalarında kaydetmek
           ve  her  Zîhayatın  sergüzeşt-i  hayatiyelerini  kuvve-i  hâfızalarında  ve
           çekirdeklerinde ve sair elvah-ı misaliyede yazmak ve her zîruhun hususan
           İnsanların defter-i a'mallerini Elvah-ı Mahfuzada tesbit etmek ve geçirmek;
           elbette öyle muhit bir Kader ve hakîmane bir takdir ve müdakkikane bir
           Kayıd  ve  hafîzane  bir  Kitabet;  ancak  Mahkeme-i  Kübrada  umumî  bir
           Muhakeme neticesinde daimî bir Mükâfat ve Mücazat için olabilir. Yoksa
           o  ihatalı  ve  inceden ince  olan  kayıd  ve  muhafaza;  bütün  bütün  manasız,
           faidesiz  kalır,  Hikmete  ve  Hakikate  münafî  olur.  Hem  Haşir  gelmezse;
           Kader  kalemiyle  yazılan  bu  Kitab-ı  Kâinatın  bütün  muhakkak  manaları
           bozulur  ki,  hiçbir  cihet-i  imkânı  olamaz.  Ve  o  ihtimal,  bu  Kâinatın
           Vücudunu inkâr gibi bir muhal, belki bir hezeyan olur...

              E l h a s ı l : İmanın Beş Rüknü bütün delilleriyle, Haşir ve Neşrin
           vukuuna ve Vücuduna ve Dâr-ı Âhiretin Vücuduna ve açılmasına delalet
           edib  isterler  ve  şehadet  edib  taleb  ederler.  İşte  Hakikat-ı  Haşriyenin
           Azametine tam muvafık böyle azametli ve sarsılmaz direkleri ve bürhanları
           bulunduğu  içindir  ki:  Kur'an-ı  Mu'ciz-ül  Beyan'ın  hemen  hemen  üçten
           birisini Haşir ve Âhireti teşkil ediyor ve onu bütün Hakaikine temel taşı ve
           üss-ül esas yapıyor ve herşeyi onun üstüne bina ediyor...

                                                    (Mukaddeme nihayet buldu.)


                                             * * *
   184   185   186   187   188   189   190   191   192   193   194