Page 201 - Risale-i Nur - Şualar
P. 201

11.  ŞUÂ – MEYVE   RİSALESİ                                                                                             203


           Mutasarrıfının binler va'd ve ahdlerine istinaden haber verdikleri ve
           bir kısmı gözleriyle gördükleri şu ki: Herkesin İman mukabilinde bu
           zemin yüzü kadar bağlar ve kasırlar ile müzeyyen ve bâki ve daimî bir
           tarla ve mülkü kazanmak veya kaybetmek davası başına açılmış. Eğer
           İman  Vesikasını  sağlam  elde  etmezse  kaybedecek.  Ve  bu  asırda,
           maddiyyunluk taunuyla çoklar o Davasını kaybediyor. Hattâ bir Ehl-i
           Keşf  ve  Tahkik,  bir  yerde  kırk  vefiyattan  yalnız  birkaç  tanesi
           kazandığını  sekeratta  müşahede  etmiş;  ötekiler  kaybetmişler.  Acaba
           bu kaybettiği Davanın yerini, bütün dünya saltanatı o adama verilse
           doldurabilir mi?

              İşte o Davayı kazandıracak olan Hizmetleri ve yüzde doksanına o
           Davayı  kaybettirmeyen  hârika  bir  Dava  Vekilini  o  işde  çalıştıran
           Vazifeleri  bırakıp  ebedî  dünyada  kalacak  gibi  âfâkî  malayaniyat  ile
           iştigal  etmek  tam  bir  akılsızlık  bildiğimizden,  biz  Risale-i  Nur
           Şakirdleri, her birimizin yüz derece Aklımız ziyade olsa da ancak bu
           Vazifeye sarfetmek lâzımdır diye kanaatımız var.

              Ey hapis musibetinde benim yeni Kardeşlerim!. Sizler, benim ile bera-
           ber gelen eski Kardeşlerim gibi Risale-i Nur'u görmemişsiniz. Ben onları
           ve onlar gibi binler Şakirdleri şahid göstererek derim ve isbat ederim ve
           isbat  etmişim  ki:  O  büyük  Davayı  yüzde  doksanına  kazandıran  ve  yirmi
           senede yirmi bin adama o davanın kazancının vesikası ve senedi ve beratı
           olan İman-ı Tahkikîyi eline veren ve Kur'an-ı Hakîm'in Mu'cize-i Manevi-
           yesinden neş'et edib çıkan ve bu zamanın birinci bir Dava Vekili bulunan
           Risale-i Nur'dur.  Bu onsekiz senedir benim düşmanlarım ve zındıklar ve
           maddiyyunlar,  aleyhimde  gayet  gaddarane  desiselerle  hükûmetin  bazı
           erkânlarını iğfal ederek bizi imha için bu defa gibi eskide dahi hapislere,
           zindanlara soktukları halde, Risale-i Nur'un çelik kal'asında yüzotuz parça
           cihazatından ancak iki-üç parçasına ilişebilmişler. Demek avukat tutmak
           isteyen  onu  elde  etse  yeter.  Hem  korkmayınız,  RİSALE-İ  NUR  yasak
           olmaz;  Hükûmet-i  Cumhuriyenin  meb'usları  ve  erkânlarının  ellerinde

                                                                              ِ
           mühim Risaleleri iki-üçü müstesna olarak serbest geziyorlardı. ٌ للّا ٌ ٌ ءآَش ٌنا ,
                                                                             ْ َ
                                                                         َ ٰ
                                                                      ه
           bir zaman hapishaneleri tam bir ıslahhane yapmak için bahtiyar müdürler
           ve memurlar, o Nurları, mahpuslara, ekmek ve ilâç gibi tevzi edecekler.

                                             * * *
   196   197   198   199   200   201   202   203   204   205   206