Page 25 - Kuran Fihristi
P. 25

Harun Yahya (Adnan Oktar)

           AĞAÇ                                   Al lah in san lar için ör nek ler ve rir. Al lah, her şe yi bi len  dir. (24/35)
           Ve de dik ki: "Ey Adem, sen ve eşin cen net te yer leş. İki niz de  (On lar mı) Yok sa, gök le ri ve ye ri ya ra tan ve si ze gök ten su in -
           on dan, ne re sin den di ler se niz, bol bol yi yin; ama şu ağa ca yak-  di ren mi? Ki onun la (o suy la) gö nül alı cı bah çe ler bi tir dik, si zin
           laş ma yın, yok sa za lim ler den olur su nuz." (2/35)  için se bir ağa cı nı bi tir mek (bi le) müm kün de ğil dir. Al lah ile be -
           O, gök ten su in di ren dir. Bu nun la her şe yin bit ki si ni bi tir dik, on -  ra ber baş ka bir ilah mı? Ha yır, on lar sa pık lık ta de vam eden bir
           dan bir ye şil lik çı kar dık, on dan bir bi ri üs tü ne bin di ril miş ta ne ler  ka vim dir. (27/60)
           tü re ti yo ruz. Ve hur ma ağa cı nın to mur cu ğun dan da ye re sark-  Der ken ora ya gel di ğin de, o kut lu yer de ki va di nin sağ ya nın da
           mış sal kım lar, -bir bi ri ne ben ze yen ve ben ze me yen- üzüm ler -  olan bir ağaç tan: "Ey Mu sa, Alem le rin Rab bi olan Al lah Be nim;"
           den, zey tin den ve nar dan bah çe ler (kı lı yo ruz.) Mey ve si ne, ürün  di ye ses le nil di. (28/30)
           ver di ğin de ve ol gun lu ğa eriş ti  ğin de bir ba kı ve rin. Şüp he siz ina-  Eğer yer yü zün de ki ağaç la rın tü mü ka lem ve de niz de -onun ar -
           na cak bir top lu luk için bun da ger çek ten ayet ler var dır. (6/99)  dın dan ye di de niz da ha ek le ne rek- (mü rek kep) ol sa, yi ne de
           Ve ey Adem, sen ve eşin cen ne te yer leş. İki niz di le di ği niz yer-  Al lah'ın ke li me le  ri (yaz mak la) tü ken mez. Şüp he siz Al lah, üs tün
           den yi yin; ama şu ağa ca yak laş ma yın. Yok sa za lim ler den olur-  ve güç lü dür, hü küm ve hik met sa hi bi dir. (31/27)
           su nuz. (7/19)                         An cak on lar yüz çe vir di ler, böy le ce Biz de on la ra Arim se li ni gön-
           Şey tan, ken di le rin den 'ör tü lüp giz le nen çir kin yer le ri ni' açı ğa çı -  der dik. Ve on la rın iki bah çe si ni, bu ruk ye miş li, acı ıl gın lı ve için-
           kar mak için on la ra ves ve se ver di ve de di ki: "Rab bi ni zin si ze bu  de az bir şey de se dir ağa cı olan iki bah çe ye dö nüş tür dük.
           ağa cı ya sak la ma sı, yal nız ca, si zin iki me lek ol ma ma nız ve ya  (34/16)
           ebe di ya şa yan lar dan kı lın ma ma nız için dir." (7/20)  Na sıl, böy le bir ko nak lan ma mı da ha ha yır lı yok sa zak kum ağa -
           Böy le ce on la rı al da ta rak dü şür dü. Ağa cı tat  tık la rı an da ise, ayıp  cı mı? (37/62)
           yer le ri ken di le ri ne be li ri ver di ve üzer le ri ni cen net yap rak la rın -  Ki O, si ze ye şil ağaç tan bir ateş kı lan dır; siz de on dan ya kı yor -
           dan ört me ye baş la dı lar. (O za man) Rab le ri ken di le ri ne ses len -  su nuz. (36/80)
           di: "Ben si zi bu ağaç tan me net me miş miy dim? Ve şey ta nın si -  Ve üze ri ne, sık-ge niş yap rak la (ka ba ğa ben zer) tür den bir ağaç
           zin ger çek ten apa çık bir düş ma nı nız ol du ğu nu söy le me miş  bi tir dik. (37/146)
           miy dim?" (7/22)                       Doğ ru su, o zak kum ağa cı; (44/43)
           Gör me din mi ki, Al lah na sıl bir ör nek ver miş tir: Gü zel bir söz,  An dol sun, Al lah, sa na o ağa cın al tın da bi at eder ler  ken mü'min-
           gü zel bir ağaç gi bi dir ki, onun kö kü sa bit, da lı ise gök te dir.  ler den ra zı ol muş tur, kalp le rin de ola nı bil miş ve böy le ce üzer le ri -
           (14/24)                                ne 'gü ven duy gu su ve hu zur' in dir miş tir ve on la ra ya kın bir fet hi
           Kö tü (mur dar) söz ise, kö tü bir ağaç gi bi dir. Onun kö kü ye rin  se vap (kar şı lık) ola rak ver miş tir. (48/18)
           üs tün den ko pa rıl mış, ka ra rı (ye rin de dur ma, tu tun  ma im ka nı)  Ve bir bi ri üs tü ne di zil miş to mur cuk yük lü yük sek hur ma ağaç la -
           kal ma mış tır. (14/26)                rı da. (50/10)
           Si zin için gök ten su in di ren O'dur; içe cek on dan, ağaç on dan dır  Bit ki ve ağaç (O'na) sec de et mek te dir ler. (55/6)
           (ki) hay van la rı nı zı on da ot lat mak ta sı nız. (16/10)  Üs tüs te di zi li mey ve le ri sark mış muz ağaç la rı. (56/29)
           Rab bin bal arı sı na vah yet ti: Dağ lar da, ağaç lar da ve on la rın kur-  Şüp he siz zak kum olan bir ağaç tan yi ye cek si niz. (56/52)
           duk la rı çar dak lar da ken di ne ev ler edin. (16/68)  Onun ağa cı nı siz ler mi in şa et ti niz (ya rat tı nız), yok sa onu in şa
           Ha ni Biz sa na: "Mu hak kak Rab bin in san la rı çe pe çev re ku şat -  eden Biz mi yiz? (56/72)
           mış tır" de miş tik. Sa na gös ter di ği miz o rü ya yı in san la rı de ne -  Hur ma ağaç la rın dan her ne yi kes miş se niz ve ya kök le  ri üze rin -
           mek için yap tık, Kur'an'da la net len miş ağa cı da. Biz on la rı kor-  de dim dik bı rak mış sa nız, (bu) Al lah'ın iz niy le dir ve fa sık olan la -
           ku tu yo ruz. Fa kat (bu) on lar da bü yük bir az gın lık tan baş ka bir  rı al çalt ma sı için dir. (59/5)
           şey art tır  mı yor. (17/60)           Boy la rı bir bi riy le ya rı şan ve içi çe gir miş ağaç lı bah çe ler. (80/30)
           De di ki: "O, be nim asam dır; ona da yan mak ta, onun la da var la -
           rım için ağaç lar dan yap rak dü şür mek te yim, on da be nim için da -  AĞAÇ KUR DU
           ha baş ka ya rar lar da var." (20/18)  Böy le ce onun (Sü ley ma nın) ölü mü ne ka rar ver di ği miz za man,
           So nun da şey tan ona ves ve se ver di; de di ki: "Sa na son suz luk  ölü mü nü, on la ra, asa sı nı ye mek te olan bir ağaç kur dun dan
           ağa cı nı ve yok ol ma ya cak bir mül kü ha ber ve re yim mi?"  baş ka sı ha ber ver me di. Ar tık o, ye re yı kı lıp-dü şün ce, açıkça or -
           (20/120)                               ta ya çık tı ki, şa yet cin ler gay bı bil miş ol sa lar dı böy le si ne aşa ğı -
           Gör me din mi ki, ger çek ten, gök ler de ve yer de olan lar, gü neş,  la nı cı bir azab için de ka lıp-ya şa maz lar dı. (34/14)
           ay, yıl dız lar, dağ lar, ağaç lar, hay van lar ve in san lar dan bir ço ğu
           Al lah'a sec de et mek te dir ler. Bir ço ğu üze ri ne azab hak ol muş -  AĞIL
           tur. Al lah ki mi aşa ğı lık kı lar sa, ar tık onun için bir yü cel ti ci yok-  Çün kü Biz on la rın üze ri ne bir tek çığ lık gön der dik. Böy le ce on -
           tur. Şüp he siz Al lah, di le di  ği ni ya par. (22/18)  lar, ağıl da ki ça lı-çır pı olan ku ru ot gi bi olu ver di ler. (54/31)
           Ve (da ha çok) Tur-i Si na'da çı kan bir ağaç (tü rü de ya rat tık); o
           yağ lı ve yi yen le re bir ka tık ola rak bit mek te (ürün ver mek te)dir.  AĞ LA MAK
           (23/20)                                Öy ley se ka zan dık la rı nın ce za sı ola rak az gül sün ler, çok ağ la -
           Al lah, gök le rin ve ye rin nu ru dur. O'nun nu ru nun mi sa li, için de  sın lar. (9/82)
           çe rağ bu lu nan bir kan dil gi bi dir; çe rağ bir sır ça içe ri sin de dir; sır -  Ak şam üs tü ba ba la rı na ağ lar va zi yet te gel di ler. (12/16)
           ça, san ki in cim si bir yıl dız dır ki, do ğu ya da, ba tı ya da ait ol ma -  Çe ne le ri üs tü ne ka pa nıp ağ lı yor lar ve (Kur'an) on la rın hu şu
           yan kut lu bir zey tin ağa cın dan ya kı lır; (bu öy le bir ağaç ki) ne -  (say gı do lu kor ku)la rı nı art tı rı yor. (17/109)
           re dey se ateş ona do kun ma sa da ya ğı ışık ve rir. (Bu,) Nur üs tü -  İş te bun lar; ken di le ri ne Al lah'ın ni met ver di ği pey gam ber ler den -
           ne nur dur. Al lah, ki mi di ler se onu ken di nu ru na yö nel tip-ile tir.  dir; Adem'in so yun dan, Nuh ile bir lik te ta şı dık la rı mız (in san ne -
                                                                                    23
   20   21   22   23   24   25   26   27   28   29   30