Page 49 - Kehf Suresinden Günümüze İşaretler
P. 49
Allah'a ve Re sû lü'ne ita at edin ve çe ki şip bir bi ri ni ze düş me yin,
çö zü lüp yıl gın la şır sı nız, gü cü nüz gi der. Sab re din. Şüp he siz Allah,
sab re den ler le be ra ber dir. (En fal Su re si, 46)
... Eğer içi niz de sab re den yir mi (ki şi) bu lu nur sa, iki yüz (ki şi yi)
mağ lub ede bi lir ler. Ve eğer içi niz den yüz (sa bır lı ki şi) bu lu nur sa,
ka fir ler den bi ni ni ye ner. Çün kü on lar (ger çe ği) kav ra ma yan bir
top lu luk tur. (En fal Su re si, 65)
Ka rar lı lık ve ira de de iman la, hi da yet le ve te vek kül le bir lik te ge len
mü min özel lik le ri dir. Çün kü Allah'a te vek kül et miş ve ka de re iman et miş
bir ki şi, hiç bir zor luk ve sı kın tı kar şı sın da yıl gın lık gös ter mez, mü ca de le
az mi ni yi tir mez. Her şeyi ya pa nın Allah ol du ğu nu bil di ği için şevk ve he -
ye can için de kar şı sı na çı kan her ecir fır sa tı nı de ğer len di rir ve ha yır lar da
ya rı şır.
Ayette ayrıca Kehf Ehli'nin gizlendikleri dönem sona erdiğinde, kra-
lın karşısına çıktıkları belirtilmektedir. Bu dönem, Allah'tan başka güçlerin Adnan Oktar (Harun Yahya)
ilah haline getirildiği, inkarın insanlar arasında yayıldığı ve din ahlakın-
dan uzaklaşıldığı bir dönemdir. Müslümanların inançları baskı altına alın-
mıştır. Buna rağmen Kehf Ehli inkarcı krala hiçbir koşulda "Allah'a Bir ola-
rak iman etmekten" vazgeçmeyeceklerini, "Allah'tan başka hiçbir şeye tap-
mayacaklarını" söylemişlerdir. A
Dönemin baskıcı, zalim ve otoriter kralı karşısında gösterdikleri bu
cesur ve kararlı tutum, onların samimi Müslümanlar olduklarının da bir
delili niteliğindedir. Her şeyi kaderde en güzel şekilde Allah yaratır ve
Allah dilemedikçe hiçbir güç onlara bir zarar veremez. Bu gerçeği bildik-
leri için çok güzel bir tevekkül ve kararlılık örneği göstermişlerdir.
Ahir za man da, in san la rın çoğunun Yüce Allah'tan baş ka ilah lar
edin dik le ri, in ka rı yay gın laş tır dık la rı bir dö nem dir. Bu ayet ten
an la şıl dı ğı gi bi, ahir zaman da ki sa mi mi Müs lü man la rın da, dö -
ne min bas kı cı ve to ta li ter re jim le ri kar şı sın da iman la rı nı ay nı
ka rar lı lık ve ce sa ret le ko ru ma la rı ge rek mek te dir.
47