Page 123 - Kuran'da Dua
P. 123
Adnan Oktar (Harun Yahya)
kopyalama hataları sonucunda oluşan bozulmaları ekledi. Bugün
de hala bilimsel olarak geçersiz olduğunu bilmelerine rağmen, Dar-
winistlerin savunduğu model neo-Darwinizm'dir. Teori, yeryü-
zünde bulunan milyonlarca canlı türünün, bu canlıların, kulak, göz,
akciğer, kanat gibi sayısız kompleks organlarının "mutasyonlara",
yani genetik bozukluklara dayalı bir süreç sonucunda oluştuğunu
iddia etmektedir. Ama teoriyi çaresiz bırakan açık bir bilimsel gerçek
vardır: Mutasyonlar canlıları geliştirmezler, aksine her zaman için
canlılara zarar verirler. Çernobil, Hiroşima, Nagazaki’de meydana
gelen dehşet verici görüntüler tam olarak mutasyonların meydana
getirdiği sonuçlardır. Düzgün yapıdaki organizmalar mutasyonların
etkisiyle ölmüş veya şiddetli zarar görmüştür.
Bunun nedeni çok basittir: DNA çok kompleks bir düzene sahip-
tir. Bu molekül üzerinde oluşan herhangi bir tesadüfi etki ancak zarar
verir. Amerikalı genetikçi B. G. Ranganathan bunu şöyle açıklar:
Mutasyonlar küçük, rasgele ve zararlıdırlar. Çok ender olarak meydana
gelirler ve en iyi ihtimalle etkisizdirler. Bu üç özellik, mutasyonların ev-
rimsel bir gelişme meydana getiremeyeceğini gösterir. Zaten yüksek de-
recede özelleşmiş bir organizmada meydana gelebilecek rastlantısal bir
değişim, ya etkisiz olacaktır ya da zararlı. Bir kol saatinde meydana ge-
lecek rasgele bir değişim kol saatini geliştirmeyecektir. Ona büyük ihti-
malle zarar verecek veya en iyi ihtimalle etkisiz olacaktır. Bir deprem bir
şehri geliştirmez, ona yıkım getirir. (B. G. Ranganathan, Origins?,
Pennsylvania: The Banner of Truth Trust, 1988, p. 7.)
Darwinistlerin iddiasına göre, mutasyon, vücudun her yerinde
orantılı ve birbirine uyumlu değişiklikler yapmak zorundadır. Ör-
neğin evrimcilerin iddiasına göre rastgele mutasyonlarla sağ tarafta
iddia ettikleri şekilde bir kulak oluştuysa, sol tarafta da rastgele mu-
tasyonların aynı simetride aynı şekilde duyan, aynı özelliklere sahip
121