Page 134 - Mucizeler Zinciri
P. 134
MUCİZELER ZİNCİRİ
Neo-Dar wi nizm ve Mu tas yon lar
Dar wi nist ler ise bu du ru ma bir çö züm bu la bil mek için 1930'la rın son la rın -
da, "Mo dern Sen te tik Te ori"yi ya da da ha yay gın is miy le neo-Dar wi nizm'i or ta -
ya at tı lar. Neo-Dar wi nizm, do ğal se lek si yo nun ya nı na "fay da lı de ği şik lik se be -
bi" ola rak mu tas yon la rı, ya ni can lı la rın gen le rin de rad yas yon gi bi dış et ki ler ya
da kop ya la ma ha ta la rı so nu cun da olu şan bo zul ma la rı ek le di. Bugün de hala
bilimsel olarak geçersiz olduğunu bilmelerine rağmen, Darwinistlerin savun-
duğu model neo-Darwinizm'dir. Teori, yeryüzünde bulunan milyonlarca canlı
türünün, bu canlıların, kulak, göz, akciğer, kanat gibi sayısız kompleks organ-
larının "mutasyonlara", yani genetik bozukluklara dayalı bir süreç sonucunda
oluştuğunu iddia etmektedir. Ama teoriyi çaresiz bırakan açık bir bilimsel ger-
çek vardır: Mutasyonlar canlıları geliştirmezler, aksine her zaman için canlı-
lara zarar verirler.
Bunun nedeni çok basittir: DNA çok kompleks bir düzene sahiptir. Bu
molekül üzerinde oluşan herhangi bir tesadüfi etki ancak zarar verir. Amerika-
lı genetikçi B. G. Ranganathan bunu şöyle açıklar:
Mu tas yon lar kü çük, ras ge le ve za rar lı dır lar. Çok en der ola rak mey da na ge -
lir ler ve en iyi ih ti mal le et ki siz dir ler. Bu üç özel lik, mu tas yon la rın ev rim sel
bir ge liş me mey da na ge ti re me ye ce ği ni gös te rir. Za ten yük sek de re ce de
özel leş miş bir or ga niz ma da mey da na ge le bi le cek rast lan tı sal bir de ği şim,
ya et ki siz ola cak tır ya da za rar lı. Bir kol sa atin de mey da na ge le cek ras ge le
bir de ği şim kol sa ati ni ge liş tir me ye cek tir. Ona bü yük ih ti mal le za rar ve re -
cek ve ya en iyi ih ti mal le et ki siz ola cak tır. Bir dep rem bir şeh ri ge liş tir mez,
ona yı kım ge ti rir. (Charles Darwin, The Origin of Species: A Facsimile of the
First Edition, Harvard University Press, 1964, s. 179)
Ev rim ci ler yüz yı ın ba şın dan
l
anten bacak be ri si nek le ri mu tas yo na uğ -
ra ta rak, fay da lı mu tas yon ör -
gözler ne ği oluş tur ma ya ça lış tı lar.
An cak on yıl lar ca sü ren bu
ça ba la rın so nu cun da el de
edi en tek so nuç, sa kat, has -
l
ta lık lı ve ku sur lu si nek ler ol -
du. En solda, nor mal bir
mey ve si ne ği nin ka fa sı ve
sağ da mu tas yo na uğ ra mış
ağız
di ğer bir mey ve si ne ği.
................................... 132