Page 116 - Allah'ın Güzelliklerinden Bir Demet 3. Cilt
P. 116
yan tüm canlılar ortak bir kökene sahipti ve doğal seleksi-
yon yoluyla birbirlerinden türemişlerdi. Ortama en iyi şe-
kilde uyum sağlayanlar özelliklerini gelecek nesillere ak-
tarıyor, böylece bu yararlı değişimler zamanla birikerek
bireyi atalarından tamamen farklı bir canlıya dönüştürü-
yordu. İnsan ise, doğal seleksiyon mekanizmasının en ge-
lişmiş ürünüydü. Darwin, "türlerin kökeni"ni bulduğunu
düşünüyordu: Bir türün kökeni başka bir türdü.
Ancak, Darwin'in bu varsayımlarını öne sürdüğü dönem-
de "genetik", "mikrobiyoloji", "biyomatematik" gibi bilim
dallarının daha hiçbiri ortada yoktu. Bu nedenle Darwin'in
ileri sürdüğü fanteziler ilk bakışta pek çok kimseye olduk-
ça makul ve çekici geldi. Kitabı, özellikle belli siyasi ve ide-
olojik görüşlere sahip çevrelerde büyük yankılar yarattı.
Oysa sözünü ettiğimiz bilimler Darwin'in bu tezinden daha
önce keşfedilmiş olsaydı, Darwin, teorisinin tamamen bi-
lim dışı olduğunu görecek ve böyle anlamsız bir iddiaya kal-
kışmayacaktı. Zira türleri belirleyen bilgiler genlerde mev-
cuttu ve doğal seleksiyonun genlerde değişiklikler meyda-
na getirerek yeni türler türetmesi mümkün değildi.
Darwin'in kitabının yol açtığı yankılar sürerken Avustur-
yalı botanikçi Mendel, 1865 yılında kalıtım kanunlarını
keşfetti. Mendel'in yüzyılın sonuna kadar pek duyulmayan
keşifleri 1900'lü yılların başında genetik biliminin ortaya
çıkmasıyla önem kazandı. Yine aynı yıllarda genler ve kro-
mozomların yapısı keşfedildi. 1950'li yıllarda genetik bilgi-
yi saklayan DNA molekülünün keşfi ise teoriyi büyük bir
krize soktu. Bu tür bilimsel gelişmelerin yanı sıra, yıllarca
süren kazılarda, ilkel türlerin kademe kademe gelişmişe
evrimleştiğini göstermesi gereken ara-geçiş formları da
1
4
1 114