Page 19 - Türk'ün Yüksek Seciyesi
P. 19

[tÜâÇlt{çt ;TwÇtÇ b~àtÜ<




               den ziyade siyasi bir mensubiyeti belirleyen bir kelime olarak gö-
               rülmektedir. Yani Türk soyuna mensup olan bütün boylar› ve top-

               luluklar› ifade etmek üzere milli bir isim haline gelmifltir.
                  Türk kelimesinin anlam› üzerinde de çeflitli görüfller vard›r.
               Bunlardan baz›lar› flu flekildedir:

                  Çin kaynaklar›nda "Tu-küe (Türk)" mi¤fer olarak yorumlan-
               makta; ‹slam kaynaklar›nda ses benzeflmesine dayanarak terk
               edilmekte, olgunluk ça¤› fleklinde de¤erlendirilmektedir.

                  Arminius Vambery'nin 19. yüzy›lda yazd›¤› eserlerinde belirtti-
               ¤ine göre, Türk kelimesi "türemek"ten gelmektedir.

                  Ziya Gökalp bunu, "türeli" yani kanun ve nizam sahibi fleklinde
               aç›klam›flt›r.

                  Ünlü Alman Türkolog Albert von Le Coq, Türk deyiflinin "güç-
               kuvvet" anlam› tafl›d›¤›n› ileri sürmüfltür. Le Coq'un bu iddias›,
               Göktürk alfabesini 1893 y›l›nda ilk kez çözen Danimarkal› dilbilim-
               ci Vilhelm Thomsen taraf›ndan da kabul edilmifl; Macar Türkolog
               Gyula Nemeth'in araflt›rmalar›yla da kan›tlanm›flt›r.

                  Bu konudaki di¤er çal›flmalara göre, Türk kelimesi, "Altayl› (Cey-
               hun ötesi Turanl›)" kavimlerini tan›mlamak üzere 420'li y›llardaki

               bir Pers metninde görülmektedir. Yine 515'de, "Türk-Hun" (Kudretli
               Hun) tabirinin de geçti¤i bilinmektedir. ‹ran kaynaklar›nda Türk ke-
               limesinin "güzel insan" karfl›l›¤›nda kullan›ld›¤› belirtilmektedir.

                  9. yüzy›lda Kaflgarl› Mahmud, "Türk ad›n›n Türkler'e Tanr› tara-
               f›ndan verildi¤ini" belirtmifl; "gençlik, kuvvet, kudret ve olgunluk
               ça¤›" demek oldu¤unu bir kez daha vurgulam›flt›r. Türk kelimesi-
               nin "güçlü-kuvvetli" anlam›na geldi¤i, bugün neredeyse bütün ta-

               rihçiler taraf›ndan kabul görmüfltür.






                                             17
   14   15   16   17   18   19   20   21   22   23   24