Page 192 - Doğadaki Mühendislik
P. 192
Doğadaki Mühendislik
Ama Men del'in keş fet ti ği ve 20.yüz yıl da ge li şen ge ne tik bi li miy -
le ke sin le şen ka lı tım ka nun la rı, ka za nıl mış özel lik le rin son ra ki ne sil -
le re ak ta rıl ma sı ef sa ne si ni ke sin ola rak yık tı. Böy le ce do ğal se lek si -
yon "tek ba şı na" ve do la yı sıy la tü müy le et ki siz bir me ka niz ma ola rak
kal mış olu yor du.
Neo-Dar wi nizm ve Mu tas yon lar
Dar wi nist ler ise bu du ru ma bir çö züm bu la bil mek için 1930'la rın
son la rın da, "Mo dern Sen te tik Te ori"yi ya da da ha yay gın is miy le neo-
Dar wi nizm'i or ta ya at tı lar. Neo-Dar wi nizm, do ğal se lek si yo nun ya nı -
na "fay da lı de ği şik lik se be bi" ola rak mu tas yon la rı, ya ni can lı la rın gen -
le rin de rad yas yon gi bi dış et ki ler ya da kop ya la ma ha ta la rı so nu cun -
da olu şan bo zul ma la rı ek le di. Bugün de hala bilimsel olarak geçersiz
olduğunu bilmelerine rağmen, Darwinistlerin savunduğu model neo-
Darwinizm'dir. Teori, yeryüzünde bulunan milyonlarca canlı türü-
nün, bu canlıların, kulak, göz, akciğer, kanat gibi sayısız kompleks or-
ganlarının "mutasyonlara", yani genetik bozukluklara dayalı bir süreç
sonucunda oluştuğunu iddia etmektedir. Ama teoriyi çaresiz bırakan
açık bir bilimsel gerçek vardır: Mutasyonlar canlıları geliştirmezler,
aksine her zaman için canlılara zarar verirler.
Bunun nedeni çok basittir: DNA çok kompleks bir düzene sahip-
tir. Bu molekül üzerinde oluşan herhangi bir tesadüfi etki ancak zarar
verir. Amerikalı genetikçi B. G. Ranganathan bunu şöyle açıklar:
Mu tas yon lar kü çük, ras ge le ve za rar lı dır lar. Çok en der ola rak
mey da na ge lir ler ve en iyi ih ti mal le et ki siz dir ler. Bu üç özel lik,
mu tas yon la rın ev rim sel bir ge liş me mey da na ge ti re me ye ce ği ni
gös te rir. Za ten yük sek de re ce de özel leş miş bir or ga niz ma da
190