Page 2 - Mehdi ve Altın Çağ
P. 2
onlara teklif götürülemez. Şayet, insanlara geleceğe yönelik hadisler üstü kapalı bir şekilde değil de, açık bir
şekilde bildirilseydi, bütün herkes kabul etmek zorunda olurdu. O zaman ne seçme yeteneğinin ne de imtihan
ortamının bir anlamı kalırdı. En aşağı seviyedeki insanla en üst mertebedeki insan aynı derecede görülürdü. Bu
sebeple Peygamber Efendimiz (s.a.v.) geleceğe yönelik hadisleri üstü kapalı bir şekildedir. Yalniz "güneşin
batıdan doğması" herkesin ister istemez kabul edeceği şekilde açık olacaktır. Ondan sonra da aklın ihtiyari
kalkacak, imtihan ortamı sona erecektir.
Gelecekteki olaylara ait bilgilerin bir kısmı da, Peygamber Efendimiz (s.a.v.) tarafından etraflıca bildirilmektedir.
Bu kısıma hiçbir müdahale olmaz ve bu bilgiler geldiği gibi aktarılır. Kur’an ayetleri ve Kudsi hadisin sağlam ve net
ifadeleri gibi. Yukarida değindigimiz diger bir kısmı ise özlü olarak imani meselelere doğrudan girmeyen,
geleceğe yönelik hadislerdir.
Ancak ehlinin anlayabileceği tarzda, Ahir zaman alametlerinden haber veren hadislerdeki bir kısım benzetme ve
örnekler, zamanla halkın nazarında kelimelerin görünürdeki manalarıyla gerçek kabul edilmekte, hadiste belirtilen
olay gerçekte ortaya çıkmış olsa bile, olaylarla hadisler arasındakı mutabakat kurulmamakta, imtihan ortamına
ters düşeceği bilindiği halde, yine hadislerin zahiri (görünürdeki) manaları alınmakta, müteşabih olacağına ihtimal
verilmemektedir.
Bu konuda Bediüzzaman hazretleri "Şualar" isimli eserinde, ahirzamanda meydana gelecek kıyamet
alametlerinin, hadislerde çoğunlukla müteşabih olarak bildirildiğini ve bunların ancak tevil edilerek halka
açıklanabileceğini bildirmektedir.
“Ahirzamanda vukua gelecek hadisata dair hadislerin bir kısmı, müteşabihat-i Kur’aniye gibi derin manaları var.
Muhkemat gibi tefsir edilmez ve herkes bilemez. Belki Tefsir yerinde tevil ederler.”
Sualar , 486
….. sırrıyle, vukuundan sonra tevilleri anlaşılır ve murad ne olduğu bilinir.
A.g.e. 486
İşari manada ayet mealleri:
10/21" Ona sözlerin yorumundan (olan bir bilgiyi) ögrettik. "
10/101 " "Rabbim, Sen bana mülkten (bir pay ve onu yönetme imkanını) verdin, sözlerin yorumundan (bir
bilgi) ögrettin.
Ahir zaman alametlerinden olan “doğudan bir ateş çıkması" rivayetine benzer ateş her
zaman görülebilir , "Bir kuyruklu yıldızın doğması" rivayetindeki kuyruklu yıldız her zaman doğabilir, "büyük bir
olayın" meydana gelmesi rivayetine benzer olaylar her devirde, cereyan edebilir. Fakat önemli olan hadiste
bildirilen olayı tesbit edebilmektir. Bu kitapta anlatılan ve bazı sebeplerden dolayı da buraya alınmayan yüzlerce
alametın hepsinin muntazam bir şekilde birbiri ardınca belirtilen yer ve zamanda, aynı yüzyılda ve tam izah
edildiği şekilde çıkması söylediğimiz meselede büyük bir delil haline gelmektedir. O zaman, bu olayların
hadislerde bildirilen kıyamet alametleri olduğuna dair kanaatimiz güçlenmekte ve kesinleşmektedir.
MEHDİ'NİN GELİŞİNDE ŞÜPHE YOKTUR
MEHDİ HAKKINDAKİ HADİSLER "TEVATÜR" DERECESİNDEDİR
"Tevatür", kelime anlamı olarak "kuvvetli haber, içinde yalan ihtimali olmayan ve bir cemaate dayanan
kuvvetli haber" demektir. (Büyük Lugat-Tür-Dav, 3003) Hadis bilimcilere göre; bir haber birçok kişi tarafından
rivayet edilmişse ve bu ravilerin biraraya gelip, haber uydurmaları, durumları itibarıyle mümkün değilse buna
"Mütevatir" haber denilir. Birçok İslam alimi, Peygamberimizin Mehdi ile ilgili hadislerinin mütevatir olduğunu
bildirmiştir:
İbni Hacer Askalani Fethü'l-Bari'de; Mehdi'nin bu ümmetten olacağı ve Hz. İsa (A.S.)'nın onun arkasında
namaz kılacağına dair hadisler tevatür etmiştir, der. Şevkani de İsa'nın ineceğine dair hadislerin sayısının
29'a ulaştığını söyleyerek, bunları bir bir nakletmiş ve sonunda: "Bizim naklettiğimiz hadisler görüldüğü
gibi tevatür haddine ulaştı. Bu beyanımızla şu sonuca varılıyor ki, beklenen Mehdi hakkındaki hadisler,
Deccal hakkında hadisler ve İsa'nın inmesine dair hadisler mütevatirdir" demiştir.
(Sünen-i İbn-i Mace 10/338