Page 85 - Şeytanın Sinsi Bir Oyunu İnsanlara Tapınma Dini
P. 85
Adnan Oktar (Harun Yahya)
bir ev ödevi gibi resim sergilerine gider, müzayedelere katılır, araba
yarışlarını seyreder, piyano çalmayı öğrenir. Sadece bu insanlar onu
kendi aralarına alsınlar, dışlamasınlar ve kendisi ile ilgili olarak,
"çevremize uymuyor, aykırı ve uyumsuz bir insan, sonradan görme,
onu sevmiyoruz" demesinler diye kendini gerçekte hoşlanmadığı
faaliyetlerde bulunmaya zorlar. (Elbette bunları zevk alarak yapı-
yorsa bunda yanlış bir yön yoktur; burada kastedilen kişinin sami-
miyetsizce, yapmacık bir tavırla hoşnut olmadığı halde zevk alıyor
görünmesi ve kendini hoşlanmasa da bunları yapmaya mecbur his-
setmesidir.)
Bu sayılanlar cahiliye toplumlarında yaşanan örneklerden sadece
birkaçıdır. Kuran ahlakını yaşamayan her toplumda, her çevrede,
her şehirde, her okulda bu örneklerin farklı çeşitlerine rastlamak
mümkündür. Bu mecburiyet hissi sonucunda insan kendini birbir-
leriyle uyumları olmayan, birbirleriyle geçinemeyen sayısız insanın
ve kuralın içinde bulur. Kendisini bir çıkış yolu olmayan, kabusa
benzer bir hayatın içinde yaşamaya mahkum eder. Üstelik uyması
gereken kurallar kendi içinde de son derece çelişkilidir. İnsanların
fikir ve istekleri genellikle bir diğerininkiyle aynı olmaz. Çünkü or-
tada, bu insanların fikirlerini ortak bir noktada birleştirecek, tüm
insanların fıtratlarına cevap verecek akılcı bir kural yoktur. Bu ne-
denle de insanlara tapınma dinine uymak için çaba gösteren bir
insan hiçbir zaman istediğini elde edemez, ve çevresindeki herkesin
hoşnutluğunu aynı anda kazanamaz. Birini memnun edecek bir şeyi
yaptığında, bu, diğerinin hoşnutsuzluğuna neden olabilir. Kısacası
bu batıl dinin insan hayatına getirdiği sistem tam bir kısır döngü-
dür.
Oysa Allah rızasına uyan insanlar bu tür karmaşık durumlarla
83