Page 94 - Şeytanın Sinsi Bir Oyunu İnsanlara Tapınma Dini
P. 94
İnsanlara Tapınma Dini
nusunda cahil oldukları toplumlarda din ahlakı tamamen yanlış ta-
nıtılmaktadır. Sözde dünyaya kapalılık, çağ dışı olmak ya da dün-
yadaki her türlü gelişmeye karşı tavır alıp binlerce yıl gerisinde bir
hayatın özlemi içinde yaşamak gibi gerçekle hiçbir bağlantısı olma-
yan tanımlarla eş anlamda tutulur. Dindar insanların da böyle bir
dünya görüşüne sahip olduğu ön yargısı hakim olur.
Bu yanlış tanımlama bazı insanların dinden ve dindarlardan çe-
kinmesine neden olur. Dolayısıyla bu kişiler din ahlakını öğrenmek-
ten de uzak kalırlar, Allah'a inandıkları halde toplum tarafından bu
şekilde bir insan olarak tanınmak istemedikleri için imanlarını gizli
tutarlar. İnsanların gerçeği öğrendikleri takdirde kendileriyle olan
bağlarını koparacaklarını, bunun sonucunda maddi ve manevi za-
rara uğrayacaklarını zannederler.
Oysa gerçekten Allah'a iman eden bir insan Kuran'ın özünü kav-
rar. Allah'ın kullarından neler isteyip neler istemeyeceğini çok iyi
bilir. Gerçek Müslümanların, yukarıda yer verilen tanımlardan çok
farklı bir anlayış ve kavrayış içinde olduklarını anlar. Din ahlakının
insanı fıtratına çevirdiğini, tüm dünya ve ahiret nimetlerini inanan-
ların önüne serdiğini anlar. Nitekim Kuran'da Allah insanları ceha-
letten ve cahilce hükümler vermekten sakındırır. Ayette şöyle
buyrulmaktadır:
Onlar hala cahiliye hükmünü mü arıyorlar? Kesin bilgiyle inanan
bir topluluk için hükmü, Allah'tan daha güzel olan kimdir?
(Maide Suresi, 50)
Ayrıca Kuran'da müminlerin cahil insanlardan; yani kendilerine
anlatılmasına rağmen Allah ve din ile ilgili olarak geçmiş batıl
inançlarını bırakmama eğilimi gösteren insanlardan yüz çevirmeleri
emredilir. Bunu haber veren ayet şöyledir:
92