Page 163 - Kara Klan
P. 163
Harun Yahya (Adnan Oktar)
cak zarar verir. Amerikalı genetikçi B. G. Ranganathan bunu şöyle
açıklar:
Mutasyonlar küçük, rasgele ve zararlıdırlar. Çok ender olarak mey-
dana gelirler ve en iyi ihtimalle etkisizdirler. Bu üç özellik, mutas-
yonların evrimsel bir gelişme meydana getiremeyeceğini gösterir.
Zaten yüksek derecede özelleşmiş bir organizmada meydana gele-
bilecek rastlantısal bir değişim, ya etkisiz olacaktır ya da zararlı. Bir
kol saatinde meydana gelecek rasgele bir değişim kol saatini geliş-
tirmeyecektir. Ona büyük ihtimalle zarar verecek veya en iyi ihti-
malle etkisiz olacaktır. Bir deprem bir şehri geliştirmez, ona yıkım
getirir. 30
Nitekim bugüne kadar hiçbir yararlı, yani genetik bilgiyi ge-
liştiren mutasyon örneği gözlemlenmedi. Tüm mutasyonların za-
rarlı olduğu görüldü. Anlaşıldı ki, evrim teorisinin "evrim meka-
nizması" olarak gösterdiği mutasyonlar, gerçekte canlıları sadece
tahrip eden, sakat bırakan genetik olaylardır. (İnsanlarda mutasyo-
nun en sık görülen etkisi de kanserdir.) Elbette tahrip edici bir me-
kanizma "evrim mekanizması" olamaz. Doğal seleksiyon ise, Dar-
win'in de kabul ettiği gibi, "tek başına hiçbir şey yapamaz." Bu ger-
çek bizlere doğada hiçbir "evrim mekanizması" olmadığını göster-
mektedir. Evrim mekanizması olmadığına göre de, evrim denen
hayali süreç yaşanmış olamaz.
Evrimciler yüzyılın başın-
dan beri sinekleri mutas-
yona uğratarak, faydalı
mutasyon örneği oluştur-
maya çalıştılar. Ancak
onyıllarca süren bu çaba-
ların sonucunda elde edi-
len tek sonuç, sakat,
hastalıklı ve kusurlu si-
nekler oldu. Solda, nor-
mal bir meyve sineğinin
kafası ve sağda ise mu-
tasyona uğramış diğer
bir meyve sineği.
161