Page 117 - Kuran'da Sadakat
P. 117
Adnan Oktar (Harun Yahya)
Harvard'lı kimyager George Whitesides ise, Amerikan Kimya
Topluluğu tarafından kendisine, en üst düzey ödül olan Priestley
Madalya’sı verilirken yaptığı konuşmasında, şu itirafı yapmıştır:
Yaşamın kökeni. Bilimdeki en büyük problemlerden biridir... Çoğu kim-
yager, benim gibi, hayatın prebiyotik Dünya’daki moleküllerin karışım-
larından, spontane olarak ortaya çıktığına inanır. Nasıl? Hiçbir fikrim
yok . (George M. Whitesides, "Revolutions In Chemistry: Priestley Me-
dalist George M. Whitesides' Address", Chemical and Engineering News,
85: 12-17 (March 26, 2007)
Hücrenin çekirdeğinde yer alan ve genetik bilgiyi saklayan DNA
molekülü ise, muazzam bir bilgi bankasıdır. İnsan DNA'sının içer-
diği bilginin, eğer kağıda dökülmeye kalkılsa, 500'er sayfadan olu-
şan 900 ciltlik bir kütüphane oluşturacağı hesaplanmaktadır.
Bu konuda evrimciler açısından çok ilginç bir açmaz daha var-
dır: DNA, yalnız birtakım özelleşmiş proteinlerin (enzimlerin) yar-
dımı ile eşlenebilir. Ama bu enzimlerin sentezi de ancak DNA'daki
bilgiler doğrultusunda gerçekleşir. Birbirine bağımlı olduklarından,
eşlemenin meydana gelebilmesi için ikisinin de aynı anda var ol-
maları gerekir. Bu ise, hayatın kendiliğinden oluştuğu senaryosunu
yerle bir etmektedir. San Diego California Üniversitesi'nden ünlü
evrimci Prof. Leslie Orgel, Scientific American dergisinin Ekim
1994 tarihli sayısında bu gerçeği şöyle itiraf eder:
Son derece kompleks yapılara sahip olan proteinlerin ve nükleik asitlerin
(RNA ve DNA) aynı yerde ve aynı zamanda rastlantısal olarak oluşma-
ları aşırı derecede ihtimal dışıdır. Ama bunların birisi olmadan diğerini
elde etmek de mümkün değildir. Dolayısıyla insan, yaşamın kimyasal
yollarla ortaya çıkmasının asla mümkün olmadığı sonucuna varmak
115