Page 171 - Kuran'ın Hayata Sunduğu Güzellikler
P. 171

Harun Yahya (Adnan Oktar)              169



                dön dü rül dü, bel ki biz bü yü len miş bir top lu lu ğuz" di -
                ye cek ler dir. (Hicr Su re si, 14-15)

              Bu ka dar ge niş bir kit le nin üze rin de bu bü yü nün et ki li ol ma -
            sı, in san la rın ger çek ler den bu ka dar uzak tu tul ma la rı ve 150
            yıl dır bu bü yü nün bo zul ma ma sı ise, ke li me ler le an la tı la ma ya -
            cak ka dar hay ret ve ri ci bir du rum dur. Çün kü, bir ve ya bir kaç

            in sa nın im kan sız se nar yo la ra, saç ma lık ve man tık sız lık lar la do -
            lu id di ala ra inan ma la rı an la şı la bi lir. An cak dün ya nın dört bir ya -
            nın da ki in san la rın, şu ur suz ve can sız atom la rın ani bir ka rar la
            bi ra  ra ya ge lip; ola ğa nüs tü bir or ga ni zas yon, di sip lin, akıl ve şu -

            ur gös te rip ku sur suz bir sis tem le iş le yen ev re ni, can lı lık için
            uy gun olan her tür lü özel li ğe sa hip olan Dün ya ge ze ge ni ni ve
            sa yı sız komp leks sis tem le do na tıl mış can lı la rı mey da na ge tir di -
            ği ne inan ma sı nın, "bü yü"den baş ka bir açık la ma sı yok tur.
              Nitekim, Allah Kuran'da, inkarcı felsefenin savunucusu olan

            bazı kimselerin, yaptıkları büyülerle insanları etkilediklerini Hz.
            Musa (as) ve Firavun arasında geçen bir olayla bizlere bildir-
            mektedir. Hz. Musa (as), Firavun'a hak dini anlattığında,
            Firavun Hz. Musa (as)'a, kendi "bilgin büyücüleri" ile insanların

            toplandığı bir yerde karşılaşmasını söyler. Hz. Musa (as), büyü-
            cülerle karşılaştığında, büyücülere önce onların marifetlerini
            sergilemelerini emreder. Bu olayın anlatıldığı ayet şöyledir:
                (Mu sa:) "Siz atın" de di. (Asa la rı nı) atı ve rin ce, in san -

                la rın göz le ri ni bü yü le yi ver di ler, on la rı deh şe te dü -
                şür dü ler ve (or ta ya) bü yük bir si hir ge tir miş ol du lar.
                (Araf Su re si, 116)
   166   167   168   169   170   171   172   173   174