Page 37 - Sayın Adnan Oktar ve Arkadaşlarımız Suç Örgütü Değil, Arkadaş Grubudur
P. 37
vadan, kavim ve kabileden ayrı düşmenin verdiği garipliği,
mahsunluğu gidermek, Mekkelileri Medine’ye ve Medinelile-
re ısındırmak, kendilerine destek ve kuvvet kazandırmak ga-
yesini güdüyordu. (Diyanet Dergisi, M. Asım Köksal, Müslü-
manlar Arasında Kardeşlik Kurulması, 8. Cilt, Mayıs – Hazi-
ran 1969, sayı: 84-85, s: 159)
BEDİÜZZAMAN SAİD NURSİ’NİN ESERLERİ
➢ Hakiki milliyetimizin esası, ruhu ise İslamiyet’tir. VE HİLA-
FET-İ OSMANİYE VE TÜRK ORDUSUNUN O MİLLİYE-
TE BAYRAKTARLIĞI İTİBARİYLE, o İslamiyet milliyetinin
sadefi (incisi) ve kal’ası (kalesi) hükmünde Arab ve Türk ha-
kiki iki kardeş, o kal’a-i kudsiyenin (o mübarek kalenin) nö-
bettarlarıdırlar. İşte bu kudsi milliyetin rabıtasıyla, umum
ehl-i İslam bir tek aşiret hükmüne geçiyor. Aşiretin efradı gibi
İslam taifeleri de, birbirine uhuvvet-i İslamiye (İslam kardeş-
liği) ile mürtebit (bağlanır) ve alakadar olur. Birbirine ma-
nen, lüzum olsa maddeten yardım eder. Güya bütün İslam
taifeleri bir silsile-i nuraniye ile birbirine bağlıdır. (Hutbe-i
Şamiye, s. 54)
➢ İhfa (gizlenmek), havf (korkmak); riyadandır. Farzda riyâ
yoktur. BU ZAMANIN EN BÜYÜK FARZ VAZÎFESİ (GÖR-
EVİ), İTTİHAD-I İSLÂMDIR. (Hutbe-i Şamiye, s. 94)
➢ … İŞTE, EY MÜ’MİNLER! EHL-İ İMÂN AŞİRETİNE KAR-
ŞI TECAVÜZ VAZİYETİNİ ALMIŞ NE KADAR AŞİRET
HÜKMÜNDE DÜŞMANLAR OLDUĞUNU BİLİR MİSİ-
NİZ? Birbiri içindeki daireler gibi yüz daireden fazla vardır.
HER BİRİSİNE KARŞI TESANÜD EDEREK, EL ELE VE-
37