Page 17 - Münafığın Derin Karanlığı
P. 17

ad nan o k t ar (haru n  y ahy a)






                     Onlar bu acıyı yaşarken, tüm hayatlarını zarar vermeye adadıkları Müslümanlar
                 ise, benzersiz nimetlerle donatılmış cennet köşklerinde, sonsuza kadar mutluluğun
                 en güzelini tadacaklardır. Allah'ın sevgisini, dostluğunu kazanabilmiş olmanın se-

                 vincini yaşayacaklardır.
                     Bu kitabın amacı, 'henüz tövbe etme imkanı varken; tüm münafıklara ve
                 münafık ahlakına benzer tavırlar gösteren insanlara bu önemli gerçekleri ha-

                 tırlatabilmek'tir. Bu insanların, 'ahirette geri dönüşü olmayan bir azapla karşı-
                 laşmadan önce, düşünüp öğüt almalarına ve Allah'a samimi bir kalple iman et-
                 melerine vesile olabilmek'tir. Ahlaksızlıkla, sinsi oyunlarla, şeytani işbirlikleriyle,

                 alçakça tuzaklarla hiçbir şey elde edemeyeceklerini; ve tüm bunların sonunda
                 ellerine tek geçecek olanın, cehennem azabıyla karşılaşmak olduğunu anlatarak
                 onları uyarmaktır. Ve onlara, 'eğer tövbe edip de Allah'ı çok derin bir aşkla sever-

                 lerse ve Allah'ın beğendiği ahlakı yaşarlarsa, dünyada ve ahirette, istedikleri,
                 özlem duydukları her şeyin en güzelini bulacaklarını hatırlatmak'tır.
                     Ancak şunu da unutmamak gerekir ki, Allah Kuran'da "... Temiz akıl sahiple-

                 rinden başkası öğüt alıp-düşünmez." (Bakara Suresi, 269) buyurmuştur. Tüm Ku-
                 ran ayetlerinde olduğu gibi, münafık ayetlerinin anlatılmasından, 'münafıklık teh-
                 likesine karşı yapılan uyarı ve hatırlatmalardan da tek istifade edebilecek olanlar

                 yalnızca gerçek Müslümanlar'dır. Dolayısıyla bu kitapta tüm anlatılanlar, -Allah'ın
                 izniyle- Müslümanların Allah'a olan bağlılıklarının ve imanlarının artmasına, ah-
                 laklarının daha da güzelleşmesine vesile olacaktır.
                     Münafıklıkta diretip kararlılık gösteren; öğüt alıp düşünmek ve tövbe ederek

                 doğru yola dönmek istemeyen kimseler ise, şunu asla unutmamalıdırlar:
                     Onların bilmedikleri ya da anlamak istemedikleri kesin bir gerçek vardır.

                 Rabbimiz bu gerçeği Kuran'da "... Allah, kafirlere müminlerin aleyhinde kesinlikle
                 yol vermez." (Nisa Suresi, 141) sözleriyle haber vermiştir. Küfür ya da münafık,
                 her kim Müslümanların aleyhine bir yol ararsa; onlara karşı alçakça ve kahpece
                 oyunlar oynamak isterse, Allah o kişilere asla başarı vermeyecektir. Bu, Allah'ın

                 asla değişmez bir vaadidir. Ve Allah, vaadinden asla dönmeyendir.
                     İşte münafıkların unuttukları büyük gerçek budur. Onlar en alçakça yöntemlerle

                 çabalayacak; zarar vermek için ellerinden geleni yapacaklardır. Belki kimi zaman,
                 zahiren zafer gibi görünen bazı başarılar ve küçük bazı menfaatler kazanacaklardır.
                 Ancak tüm bunlar geçici ve zahiri kazançlar olacaktır. Eninde sonunda mutlaka
                 'galip gelecek olanlar Allah'ın taraftarları olan samimi Müslümanlar'dır. Çünkü

                 Allah'ın Kuran'da bildirdiği gibi, "... Şüphesiz 'izzet ve gücün' tümü Allah'ındır."
                 (Yunus Suresi, 65) Dolayısıyla dünyada ve ahirette, mağlup olanlar her zaman mut-
                 laka münafıklar olacaktır.





                                                                                                             15
   12   13   14   15   16   17   18   19   20   21   22