Page 2 - Münafığın Derin Karanlığı
P. 2
h
Y YAZAR HAK KIN DA: Harun Yahya müstear ismini kullanan Adnan Oktar, 1956 yılındaHarun YaY hyh a müstear ismini kuk llanan Adnan Oktk ar,r 1956 yılında
r
k
k
Y
i
s
l
ı
e
l
m
v
a
,
r
i
i
l
s
i
,
'
l
8
i
0
u
i
a
y
a
b
l
n
y
s
a
p
u
m
i
b
d
a
o
k
y
e
n
n
e
a
a
d
Ankara'da doğdu. 1980'li yıllardan bu yana, imani, bilimsel ve siyasi konularda pekk
l
n
a
r
unların yanı sıra, yazarın evrimcilerin sahtekarlıklarını, iddiala-
çok eser hazırladı. Bunların yanı sıra, yazarın evrimcilerin sahtekarlıklarını, iddiala-
rının geçersizliğini ve Darwinizm'in kanlı ideolojilerle olan karanlık bağlantılarını or-
e Darwinizm'in kanlı ideolojilerle olan karanlık bağlantılarını or-
o
k
k
taya koyan çok önemli eserleri bulunmaktadır.
r
r
li eserleri bulunmaktadır.
K
f
f
K
n
a
arındaki ortak hedef, Kuran'ın tebliğini dünyaya ulaştırmak, böy-
a
Yazarın tüm çalışmalarındaki ortak hedef, Kuran'ın tebliğini dünyaya ulaştırmak, böy-
n
h'ın varlığı, birliği ve ahiret gibi temel imani konular üzerinde dü-
lelikle insanları Allah'ın varlığı, birliği ve ahiret gibi temel imani konular üzerinde dü-
a
ve inkarcı sistemlerin çürük temellerini ve sapkın uygulamalarını
şünmeye sevk etmek ve inkarcı sistemlerin çürük temellerini ve sapkın uygulamalarını
a
r
r
gözler önüne sermektir. Nitekim yazarın, bugüne kadar 76 ayrı dile çevrilen 300'den
a
a
tir. Nitekim yazarın, bugüne kadar 76 ayrı dile çevrilen 300'den
k
f
fazla eseri, dünya çapında geniş bir okuyucu kitlesi tarafından takip edilmektedir.
f
k
r
r
k
k
pında geniş bir okuyucu kitlesi tarafından takip edilmektedir.
K
K
tı, -Allah'ın izniyle- 21. yüzyılda dünya insanlarını Kuran'da tarif
Harun Yahya Külliyatı, -Allah'ın izniyle- 21. yüzyılda dünya insanlarını Kuran'da tarif
a
edilen huzur ve barışa, doğruluk ve adalete, güzellik ve mutluluğa taşımaya bir vesile
a
a, doğruluk ve adalete, güzellik ve mutluluğa taşımaya bir vesile
olacaktır.
l
n
s
k
s
a
a
h
a
h
e
r
n
,
'
i
ı
l
m
k
l
n
a
ü
y
r
l
a
l
a
İnsanoğlunun ilk yaratıldığı günden bu yana, münafıklık yapan her insan, 'ahlaksızlıklarıyla ve al--
a
e
v
l
ı
k
k
z
ı
a
ı
n
y
a
p
f
ı
f
f
arı boyunca inananlara karşı verdikleri hain mücadele
çaklıklarıyla' tarihe geçmiştir. Nesilden nesile, hayatları boyunca inananlara karşı verdikleri hain mücadele
ile anılmış ve her dönemde 'horlanmış aşağılanmış' kimseler olarak tanınmışlardır. Küçük büyük
mış' kimseler olarak tanınmışlardır. Küçük büyük
f
yaptıkları her bir alçaklık, tarihin bir parçası olarak hafızalara kazınmıştır.
f
hafızalara kazınmıştır.
(as)'ın ve Hz. Nuh (as)'ın eşleri gibi tarihteki ünlü
Firavunlar, Nemrutlar, Karun, Samiri, Hz. Lut (as)'ın ve Hz. Nuh (as)'ın eşleri gibi tarihteki ünlü
tiyse, günümüz münafıkları da aynı şekilde kitaplara
münafıklar nasıl kitaplara ya da tarihi kayıtlara geçtiyse, günümüz münafıkları da aynı şekilde kitaplara
f
a
f
a
hlaksızlıklarıyla biliniyorlarsa, Ahir Zamanın müna-
konu olacaklardır. O devirlerin münafıkları nasıl ahlaksızlıklarıyla biliniyorlarsa, Ahir Zamanın müna-
k
caklardır. Onların adları da nesilden nesile aktarılacak,
k
fıkları da aynı şekilde yaptıkları şeytanlıklarla tanınacaklardır. Onların adları da nesilden nesile aktarılacak,
bi tarihe geçecektir.
onların hainlikleri ve ahlaksızlıkları da diğerleri gibi tarihe geçecektir.
ı kalmayacaktır. Kıyamete kadar her biri 'devrinin
Ve bu aşağılanma sadece dünya hayatıyla sınırlı kalmayacaktır. Kıyamete kadar her biri 'devrinin
arlıklar, ahirette de yine ahlaksızlıklarıyla bilinecek
ünlü münafığı' olarak tanınacak olan bu şeytani varlıklar, ahirette de yine ahlaksızlıklarıyla bilinecek
r
r
lardır.
ve sonsuza kadar yine hep aşağılanarak yaşayacaklardır.
f
Ancak bu kitabın amacı, 'henüz tövbe etme imkanı varken, tüm münafıklara ve münafık ahlakına
f
f
kanı varken, tüm münafıklara ve münafık ahlakına
f
benzer tavırlar gösteren insanlara münafıklığın tehlikesini anlatıp, bu acı sondan kurtulmaları için
ehlikesini anlatıp, bu acı sondan kurtulmaları için
a
a
şü olmayan bir azapla karşılaşmadan önce, düşünüp
onları doğru yola çağırmak'tır. 'Ahirette geri dönüşü olmayan bir azapla karşılaşmadan önce, düşünüp
öğüt almalarına ve samimi bir kalple iman etmelerine vesile olabilmek'tir. Ahlaksızlıkla, sinsi oyunlarla,
ine vesile olabilmek'tir. Ahlaksızlıkla, sinsi oyunlarla,
şeytani işbirlikleriyle ve alçakça tuzaklarla bir şey elde edemeyeceklerini; sonunda karşılaşacakları tek
elde edemeyeceklerini; sonunda karşılaşacakları tek
V
V
ı uyarmaktır. Ve 'eğer tövbe edip Allah'ı çok derin
gerçeğin cehennem azabı olacağını anlatarak onları uyarmaktır. Ve 'eğer tövbe edip Allah'ı çok derin
ahirette, arzuladıkları, özlem duydukları her şeyin
bir aşkla sevip güzel ahlakı yaşarlarsa; dünyada ve ahirette, arzuladıkları, özlem duydukları her şeyin
en güzelini bulacaklarını onlara hatırlatmak'tır.
Fakat münafıklıkta diretip kararlılık gösteren; öğüt alıp tövbe ederek doğru yola dönmek istemeyen
ğüt alıp tövbe ederek doğru yola dönmek istemeyen
l
n bilmedikleri ya da anlamak istemedikleri kesin bir
kimseler de, şunu asla unutmamalıdırlar: Onların bilmedikleri ya da anlamak istemedikleri kesin bir
f
y
gerçek vardır. Rabbimiz bu gerçeği Kuran'da "... Allah, kafirlere müminlerin aleyhinde kesinlikle yol
f
k
llah, kafirlere müminlerin aleyhinde kesinlikle yol
vermez." (Nisa Suresi, 141) sözleriyle haber vermiştir. Küfür ya da münafık, her kim Müslümanların
üslümanların
aleyhine bir yol ararsa; onlara karşı alçakça oyunlar oynamak isterse, Allah o kişilere asla başarı ver-
a başarı ver-
meyecektir. Bu, Allah'ın kesin ve değişmez bir vaadidir. Ve Allah, vaadinden asla dönmeyendir.
yendir.
Eninde sonunda mutlaka 'galip gelecek olanlar Allah'ın taraftarları olan samimi Müslümanlar'dır.
ümanlar'dır.
Yunus Suresi,
Y Y
Çünkü Allah'ın Kuran'da bildirdiği gibi, "... Şüphesiz 'izzet ve gücün' tümü Allah'ındır." (Yunus Suresi,
65)
ARAŞTIRMA
YAYINCILIK