Page 151 - Gizli Azapların Çözümü
P. 151
Adnan Oktar (Harun Yahya)
Al lah'ın kont ro lün de ger çek leş ti ği ni unut ma ma sı ge rek mek te dir.
Bu, son de re ce önem li bir ger çek tir. Bu nu bil mek ve her an bu bi -
linç le ha re ket et mek, in sa nın dün ya da ki giz li azap lar dan kur tul ma -
sı nın en önem li yol la rın dan bi ri dir. Bu nu bi len, bu nu tam an la mıy la
kav ra yan bir in san ba şı na her ne ge lir se gel sin, olay lar ne ka dar
olum suz gö zü kür se gö zük sün, bu nun as lın da ken di si için ha yır lı ol -
du ğu nu bi lir ve gü zel lik le kar şı lar.
Ger çek din dar lar ka de re iman et miş ler dir ve hiç bir in sa nın ken -
di ka de ri ni de ğiş tir me si nin söz ko nu su ola ma ya ca ğı nı bi lir ler. Ka -
der da ha in san doğ ma dan ön ce bel li dir. Al lah bu ko nu yu ayet le -
rin de şöy le açık la mak ta dır:
Al lah si zi top rak tan ya rat tı, son ra bir dam la su dan. Son ra da si -
zi çift çift kıl dı. O'nun bil gi si ol mak sı zın, hiç bir di şi ge be kal -
maz ve do ğur maz da. Ömür sü re ne, ömür ve ril me si ve onun
öm rün den kı sal tıl ma sı da mut la ka bir ki tap ta (ya zı lı)dır. Ger -
çek ten bu, Al lah'a gö re ko lay dır. (Fa tır Su re si, 11)
Se nin için de ol du ğun her han gi bir du rum, onun hak kın da
Kur'an'dan oku du ğun her han gi bir şey ve si zin iş le di ği niz her -
han gi bir iş yok tur ki, ona (iyi ce) dal dı ğı nız da, Biz si zin üze ri -
niz de şa hit ler dur muş ol ma ya lım. Yer de ve gök te zer re ağır lı -
ğın ca hiç bir şey Rab bin den uzak ta (sak lı) kal maz. Bu nun da ha
kü çü ğü de, da ha bü yü ğü de yok tur ki, apa çık bir ki tap ta (ka -
yıt lı) ol ma sın. (Yu nus Su re si, 61)
Bu ger çek kar şı sın da ki şi nin, ka de ri ni ya şar ken kar şı laş tı ğı her
olay dan ve her de tay dan hoş nut ol ma sı, bun lar da ki gü zel lik le ri gö -
re bil me si ge re kir. İş te bun lar sa lih mü min ol ma nın şart la rı dır. Bu
bil gi le re sa hip olan ve bun la rı kav ra yan bir ki şi nin hü zün len me si,
duy gu sal laş ma sı, ağ la ma sı, hak sız lı ğa uğ ra dı ğı nı dü şün me si, kıs -
149