Page 191 - Gizli Azapların Çözümü
P. 191
Adnan Oktar (Harun Yahya)
"odanızda duran televizyon tesadüfler sonucunda oluştu, atomlar
biraraya geldi ve bu görüntü oluşturan aleti meydana getirdi" dese
ne düşünürsünüz? Binlerce kişinin biraraya gelip yapamadığını şu-
ursuz atomlar nasıl yapsın?
Gözün gördüğünden daha ilkel bir görüntüyü oluşturan alet te-
sadüfen oluşamıyorsa, gözün ve gözün gördüğü görüntünün de te-
sadüfen oluşamayacağı çok açıktır. Aynı durum kulak için de
geçerlidir. Dış kulak, çevredeki sesleri kulak kepçesi vasıtasıyla top-
layıp orta kulağa iletir; orta kulak aldığı ses titreşimlerini güçlendi-
rerek iç kulağa aktarır; iç kulak da bu titreşimleri elektrik
sinyallerine dönüştürerek beyne gönderir. Aynen görmede olduğu
gibi duyma işlemi de beyindeki duyma merkezinde gerçekleşir.
Gözdeki durum kulak için de geçerlidir, yani beyin, ışık gibi
sese de kapalıdır, ses geçirmez. Dolayısıyla dışarısı ne kadar gürül-
tülü de olsa beynin içi tamamen sessizdir. Buna rağmen en net ses-
ler beyinde algılanır. Ses geçirmeyen beyninizde bir orkestranın
senfonilerini dinlersiniz, kalabalık bir ortamın tüm gürültüsünü
duyarsınız. Ama o anda hassas bir cihazla beyninizin içindeki ses
düzeyi ölçülse, burada keskin bir sessizliğin hakim olduğu görüle-
cektir. Net bir görüntü elde edebilmek ümidiyle teknoloji nasıl kul-
lanılıyorsa, ses için de aynı çabalar onlarca yıldır sürdürülmektedir.
Ses kayıt cihazları, müzik setleri, birçok elektronik alet, sesi algıla-
yan müzik sistemleri bu çalışmalardan bazılarıdır. Ancak tüm tek-
nolojiye, bu teknolojiyi üretmek için çalışan binlerce mühendise ve
uzmana rağmen kulağın oluşturduğu netlik ve kalitede bir sese ula-
şılamamıştır.
En büyük müzik sistemi şirketinin ürettiği en kaliteli müzik setini
düşünün. Sesi kaydettiğinde mutlaka sesin bir kısmı kaybolur veya
189