Page 51 - Kuran'da Sabrın Önemi
P. 51
Harun Yahya (Adnan Oktar) 49
ris" ya pan, kar şı sın da ki ki şi yi "aşa ğı la yan" bir ta vır gös ter se de
yap tı ğı bu çir kin dav ra nış lar an la yış la kar şı la nır. Ama ay nı ma ğa -
za sa hi bi or ta hal li ol du ğu nu dü şün dü ğü bir müş te ri nin hak lı bir
is te ği ne da hi hoş gö rü gös ter mez, bir an da ters bir tav ra gi rer.
Bu nun dı şın da din den uzak in san lar, şart lar iyi ol du ğun da, kar şı -
la rın da ki kim se ler den gü zel dav ra nış lar gör dük le rin de gü zel ah -
lak gös te rip, zor an lar da bam baş ka bir ka rak te re bü rü ne bi lir ler.
Bir ar ka daş la rı ken di le ri ni eğ len dir di ği, iyi im kan lar sun du ğu sü -
re ce ona kar şı çok iyi dav ra nır lar. Ama gü nün bi rin de bu ki şi zor
bir du ru ma dü şüp, on lar la il gi le ne me yin ce, is te dik le ri eğ len ce
or ta mı nı oluş tu ra ma yın ca bir an da o ki şi ye kar şı ta ham mül süz
bir tu tum ser gi le ye bi lir ler. Bu de ğiş ken li ğin se be bi, ah lak an la yış -
la rı nı en doğ ru ve en gü zel ta vır la rı bil di ren Ku ran'a gö re de ğil
de, ken di ca hi li ye an la yış la rı na ve çı kar la rı na gö re be lir le miş ol -
ma la rı dır. Mü min ler ise Al lah'ın Ku ran'da bil dir di ği ah la kı ya şar -
lar. Te me li ima na da ya lı olan bu ah la kı sa de ce Al lah'ın be ğe ni si -
ni ve rı za sı nı ka za na bil mek ama cıy la ya şar lar. Bu yüz den de ki şi -
le re, or ta ma ya da şart la ra gö re ta vır la rın da bir de ği şik lik ol maz.
Ay nı şe kil de gü zel ah la kın bir yö nü olan sa bır la rı da her ne olur -
sa ol sun de ğiş mez. Mü min ler, di ğer in san lar dan fark lı ola rak,
zor luk ve sı kın tı an la rın da da en gü zel şe kil de sab re der ler.
Ku ran'da on la rın bu üs tün ah la kı na şöy le dik kat çe kil miş tir:
Yüz le ri ni zi do ğu ya ve ba tı ya çe vir me niz iyi lik de ğil -
dir. Ama iyi lik, Al lah'a, ahi ret gü nü ne, me lek le re, Ki -
ta b'a ve pey gam ber le re iman eden; ma la olan sev gi -
si ne rağ men, onu ya kın la ra, ye tim le re, yok sul la ra,
yol da kal mı şa, is te yip-di le ne ne ve kö le le re (öz gür -