Page 319 - Risale-i Nur - Mektubat
P. 319
Üçüncü Mebhas
ِ
ْ ْ ش ْ ع و ا ب ْ ْ مُكا ْ ن لعجوْث ْ وْر كذْن ْ م ْمُكا ْ نق ْ لخْان ِ ْ اْسانلاْا ْ يه اْ ا اي
ْ ُا ْ ن
ٰ
َّ
َّ
ى
ُ ُ
ُ
و ا ْ فرا ُ ْ لْل ِ ِ ْ ئْا ْ ب ا ْ ت ْ ع ْ قو
ِ
ِ ِ
ِ
Yani: ْ لاْاهْ ْ ي ل ْ ع ا ْ و ْ ن او ْ ْ ع ْ تفْ ْ ة ْ يعا ْ ج ْ ت ْ م ِ ِ ْ لا ْ اْةايح ْ ْ لا ْ ت ابسا ُ ْ ْ م ْ ن اوفر ُ ِ ْ ل ْ ت ْ ع ا
َّ ُ
او ْ مص اخ ْ ت ْ فْا ُ ا ْ ك ْ ر و ِ
ْ نتل
ُ
Yani: "Sizi taife taife, millet millet, kabile kabile yaratmışım; tâ
birbirinizi tanımalısınız ve birbirinizdeki hayat-ı içtimaiyeye aid
münasebetlerinizi bilesiniz, birbirinize muavenet edesiniz. Yoksa sizi
kabile kabile yaptım ki; yekdiğerinize karşı inkâr ile yabani bakasınız,
husumet ve adavet edesiniz değildir!"
Şu mebhas "Yedi Mes'ele"dir.
B i r i n c i M e s ' e l e : Şu Âyet-i Kerimenin ifade ettiği
Hakikat-ı Âliye, hayat-ı içtimaiyeye aid olduğu için, hayat-ı içtimaiyeden
çekilmek isteyen Yeni Said Lisaniyle değil, belki İslâmın hayat-ı
içtimaiyesiyle münasebetdar olan Eski Said Lisaniyle, Kur'an-ı
Azîmüşşan'a bir Hizmet maksadıyla ve haksız hücumlara bir siper teşkil
etmek fikriyle yazmağa mecbur oldum.
İ k i n c i M e s ' e l e : Şu Âyet-i Kerimenin işaret ettiği "Tearüf
ve Teavün Düsturu"nun beyanı için deriz ki: Nasılki bir ordu fırkalara,
fırkalar alaylara, alaylar taburlara, bölüklere, tâ takımlara kadar tefrik
edilir. Tâ ki; her neferin muhtelif ve müteaddid münasebatı ve o
münasebata göre vazifeleri tanınsın, bilinsin.. tâ, o ordunun efradları,
Düstur-u