Page 50 - Risale-i Nur - Mektubat
P. 50
52 MEKTUBÂT
önünü almak, o vakitteki hayat-ı içtimâiyeyi ve muhtelif efkârı ıslahla
olurdu. Yoksa bir-iki müfsidin keşfedilmesiyle olmazdı.
E ğ e r d e n i l s e : Hazret-i Ömer'in (R.A.) minber üstünde, bir
aylık mesafede bulunan Sâriye namındaki bir kumandanına:
َلبجْلَا َلبج ةي ْلَا ُ ِ راس اي deyip, Sâriye'ye işittirip, sevk-ül ceyş noktasından
َ َ
َ َ
َ َ َ
zaferine sebebiyet veren Kerâmetkârane Kumandası ne derece keskin
nazarlı olduğunu gösterdiği halde, neden yanındaki kâtili fîruz'u o Keskin
Nazar-ı Velâyetiyle görmedi?
E l c e v a p : Hazret-i Yâkub Aleyhisselâm'ın verdiği cevap ile
cevap veririz. (Hâşiye) Yani: Hazret-i Yâkub'dan sorulmuş ki: "Ne için
Mısır'dan gelen gömleğinin kokusunu işittin de, yakınında bulunan Ken'an
Kuyusundaki Yûsuf'u görmedin?" Cevaben demiş ki: "Bizim hâlimiz
şimşekler gibidir; bâzan görünür, bâzan saklanır. Bâzı vakit olur ki,
en yüksek mevkide oturup her tarafı görüyoruz gibi oluruz. Bâzı
vakitte de ayağımızın üstünü göremiyoruz."
E l h â s ı l : İnsan her ne kadar fâil-i muhtar ise de, fakat
ىها
للّا ءٰٓ ا ګ نَا ٰٓ ِ نءوٰٓا ڨ ا مو Sırrınca, Meşîet-i İlâhiyye asıldır ve Kader
َ َ
َ
َ َ
َ َ ْ
ُ
ُ ٍ َ
hâkimdir. Meşîet-i İlâhiyye, meşîet-i insaniyeyi geri verir.
------------------
(Haşiye):
ى
ى ىى
ى ى
ى
ىدِنش نهايرپ ىيب شر َ ص مز
ْ ْ ُ
ْ َ َ
ى
ى ى
ى
ىد ُدن ش َ ْ ن اع نك ها چ رد ارچ
َْ
َ
َ َْ
َ
َ
ى ى
ى
تسناوج قر ْ َ َ َ ْ َ ْ َ
َ
ْ َ
ب ام لايحا تفُ گب
ى
ى
تسنانِ مد رَ گُد و ادِ پ ٌم ى د
َ
َ َْ
َ َ َْ ْ
ْ
ى
ى
منِش ى ى ن ٌَ لعا مراَ ط ر ب ٌوَ گ
َْ
َ
ُ
َْ
ْ
ى
ى
ى
ى
ْ
َ َ ْ ُ
َ
ُ َْ
ْ
منِبن ديخ ى۸ تشپ ر ب ٌوَ گ