Page 28 - Risale-i Nur - Barla Lahikası
P. 28
30 YİRMİYEDİNCİ MEKTUBDAN
Bunu küçük bir misal ile teyid etmek isterim. Mülhidler çok ileri
gidiyorlar. Meselâ: ....... ilâ âhir.
İşte bu ahmakların hezeyanına ve her nevi iğfallerine ve zahiren
süslü lâflarına kanmayarak, İman ve İtikadlarında sabit-kadem olmaları
için Erbab-ı İmana kuvvet ve zümre-i tuğyana kahr ve şiddetle Ders-i
İbret verecek pek münasebetli sözler, mevzubahs âsârda ayân-beyan
görülmektedir.
Hayfâ ki, bu Nurlar şimdilik (Haşiye) lihikmetin pek mahdud
sahada ve ancak Mü'minler içinde neşredilebilir.
ِ
ِ
ني ۪رباصلا عم للّٰا نا ِ ۞ ِجرفْلا حاتفم بْصلَا
َ َ
َ ْ
َ َ
َ
َّ ه َ
ُ
ُ ْ َّ
َّ
H u l u s i
* * *
Otuzikinci Söz'ün Üçüncü Mevkıfını da Hakkı Efendi
Kardeşimizle merak ve dikkatle okuduk. Cidden çok âlî mefhumu var.
Tavsife bu âcizin kudreti olsa, belki bu ikinci nokta için pek ziyade
rahatsız etmeğe cesaret ederdim. Heyhat ki, diğer hususatta olduğu gibi,
bunda da sıfr-ul yed bulunuyorum. Yalnız hulus ve safiyetle ve kısaca
derim: Belki diğer bütün Sözler'in daha fevkinde parlayan bir Necm-i
Nur-Efşandır.
(Doktordan Mi'rac'ı nasıl bulduğunu sordum. Doktor Kemal der:
"Eserin pek büyük kıymetini takdir etmek için İslâm olmağa bile lüzum
yok, insan olmak kâfi" cevabını verdi.)
H u l u s i
* * *
ِ ِ
Bizler ki, َ لاعت للّٰ دمحْلَا Âhiret Kardeşiniz, Kur´ân Hizmetinde
َ َ ه ُ ْ َ
ِ ِ
âciz Hizmetkârınız, Esrar-ı Kur´âniyenin beyanında, َ لاعت للّٰ ُرْكُِّﺸلَا
ه َ
َ
"Ashab-ı Kehf" gibi musahibiniziz. Liyakat ve kifayetimizin çok
fevkinde mahza bir Lütuf ve İnayet-i Samedanî olarak Talebeniz
bulunuyoruz. Bundaki Niam-ı Sübhaniyeye hamd ve şükürden âciz
bulunuyoruz.
H u l u s i
* * *
----------
(Haşiye): Bundan otuzbeş sene evvel.