Page 109 - Alay Denen Zulüm
P. 109
107
Harun Yahya (Adnan Oktar)
ron ve pro ton la rın ya kın lı ğın dan oluş muş tur. Eğer par mak uç la rı -
mız da ki ay nı et ki, bir baş ka yol la or ta ya çık mış ol say dı, hiç ma -
sa ol ma ma sı na rağ men ay nı şe yi his se de cek tik. (Bert rand Rus -
sell, Rö la ti vi te nin Al fa be si, Onur Ya yın la rı, 1974, s. 161-162)
Algıların dış dünyada var olan aslıyla muhatap olduğumuzu
sanarak aldanmamız çok kolaydır. Nitekim bu gerçeği rüyala-
rımızda sık sık yaşarız. Rüyada tamamen gerçek gibi duran
olaylar yaşar, insanlar, nesneler, ortamlar görürüz. Ama hepsi
birer algıdan başka bir şey değildir. Rüya ile "gerçek dünya"
arasında ise temel bir fark yoktur; her ikisi de zihinde yaşanır.
BEY Nİ MİZ DIŞ DÜN YA DAN AY RI MI?
Şu ana ka dar an lat tı ğı mız gi bi dış dün ya nın as lı ile de ğil sa de -
ce bi ze gös te ri len al gı lar la mu ha tap ola bi li yor sak, tüm bun la rı
gör dü ğü nü, duy du ğu nu dü şün dü ğü müz bey ni miz ne dir? Bey ni -
miz de di ğer her şey gi bi atom lar dan, mo le kül ler den olu şan bir
yı ğın de ğil mi dir?
Dışarıdaki maddenin aslına ulaşamadığımız gibi, beynimizin
de aslını bilemeyiz. Sadece algısını biliriz. Çünkü sonuçta beyin
dediğimiz şey de duyu organlarımızla algıladığımız bir et parça-
sıdır.
O halde tüm bunları algılayan kimdir? Gören, duyan, hisse-
den, koklayan, tat alan beyin değilse nedir?
İşte burada karşımıza çı kan ger çek apa çık tır: İn san bi linç sa -
hi bi, gö re bi len, his se de bi len, dü şü ne bi len, mu ha ke me ede bi len
bir var lık ola rak mad de yi oluş tu ran atom lar dan, mo le kül ler -