Page 165 - Üst Akıl İngiliz Derin Devleti'nin İç Yüzü 1. Cilt
P. 165

ADNAN HARUN YAHYA


             Mekke Şerifi Hüseyin ve onun oğullarından biri olan Faysal'ın yanında,
             Osmanlılara karşı Haşimi Arap isyanını teşvik eden İngiliz derin devleti-
             nin en önemli figürlerinden biriydi.

                  Lawrence'ın özgeçmişini kaleme alan isimlerden İngiliz yazar David

             Garnett onu, "kendini beğenmiş ve eza çekme, zulme uğrama kompleksi-
                               57
             ne sahip bir kişilik" olarak tarif etmekteydi. Richard Aldington'a göre de
             "yapmacık ve övünmekten hoşlanan, kendi kendine önem vermiş bir ego-
             ist, hatta homoseksüel"di. Kısacası Lawrence, İngiliz derin devleti men-
                                      58
             suplarının klasik özelliklerini taşıyordu.
                  Şunu belirtelim: İngiliz derin devletinin eylemlerini yaparken

             homoseksüelleri özellikle tercih ettiği ve risk içeren görevlere özellikle bu
             kişileri seçtiği bilinmektedir.

                  16 Ağustos 1888'de, İngiltere'nin Tremadoc kasabasında, evlilik dışı
             bir çocuk olarak dünyaya gelen Lawrence, Araplarla ilgilenmeye 1909
             yılında başladı. İki yıl sonra arkeolojik kazılar yapmak için Trablus'a git-

             tiğinde Arap aşiretleri arasında onlar gibi giyinerek yaşıyordu.

                  Lawrence, Araplara duyduğu ilginin aksine, Türklere karşı özel bir
             nefret beslemekteydi. Türklere karşı olan bu düşmanlığını Lawrence, 5
             Nisan 1913'te Oxford'dan Bayan Reider'a gönderdiği mektupta şöyle
             ifade ediyordu:


                  ...Türkiye'ye gelince, Türkler kahrolsun! Ama korkarım ki onlarda

                  hayat değil, yapışkanlık var. Onların kayboluşu, bir zamanlar iyi
                  yönetim yetenekleri olan Araplar için her halükarda bir fırsat oluştu-
                  racak. 59

                  18 Eylül 1914'te, yine Bayan Reider'a gönderdiği mektupta ise şöyle
             diyordu:








                                                                                 163
   160   161   162   163   164   165   166   167   168   169   170