Page 37 - Sahte Dünyanın Acıları
P. 37
Harun Yahya (Adnan Oktar)
bi linç le ha re ket et me li dir. Al lah, ger çek ha ya tın ya şa na ca ğı
son suz ahi ret için ça ba har ca yan la ra hem dün ya da hem de ahi -
ret te "gü zel bir ha yat" ve re ce ği ni va at et miş tir. (Nahl Su re -
si, 97) Ak sin de ise, in san lar için dün ya ha ya tın da "sı kın tı lı bir
ge çim" var dır:
"Kim de Be nim zik rim den yüz çe vi rir se, ar tık onun
için sı kın tı lı bir ge çim var dır ve Biz onu kı ya met gü -
nü kör ola rak haş re de ce ğiz." (Ta ha Su re si, 124)
Müminler Kuran'da bildirilen bu gerçeklerin farkındadırlar.
Yaşadıkları her anın, dünya hayatında karşılarına çıkan herşeyin
imtihanlarının bir parçası olduğunu bilirler. Bu nedenle görü-
nürde çekici kılınan dünya nimetlerinin gerçek yüzünü bilir,
bunlara karşı tutkulu bir sevgi duymaz, bütün hayatlarını kendi-
lerine vaat edilen ahireti kazanabilecekleri şekilde geçirirler.
Kendilerine Allah'ın rızasını kazanmayı amaç edinir, dünya haya-
tına ise ancak gereği kadar değer verirler. Bu yüzden hem
yaşamları güzel geçer hem de kalpleri rahat ve huzurludur. Bu
gerçeklerden gaflet içinde olan, ya da bilen fakat bunları gör-
mezden gelmeyi seçen insanlar ise, dünya hırsı nedeniyle çoğu
zaman bir sıkıntı ve memnuniyetsizlik içindedirler.
Bu ki tap ta, her za man ve her yer de kar şı la şa bi le ce ği miz ör -
nek ler le, dün ya me ta ının sah te li ği ne al da nan la rın ya şa dık la rı
yer siz üzün tü le re ve sı kın tı la ra, bun lar dan kur tul ma nın yol la rı -
na, asıl ha yat la rı olan ahi ret için ça ba har ca yan mü min le rin hu -
zur do lu ya şan tı la rı na yer ve re ce ğiz. Al lah'ın "Si ze ve ri len
her şey, yal nız ca dün ya ha ya tı nın me taı ve sü sü dür.
Al lah Ka tın da olan ise, da ha ha yır lı ve da ha sü rek li dir.
Yi ne de, akıl lan ma ya cak mı sı nız?" (Ka sas Su re si, 60) aye -
tiy le bil dir di ği ger çe ği ha tır la ta rak, in san la rı "da ha ha yır lı ve da -
ha sü rek li ola na", Al lah'ın rı za sı na uy gun bir ya şam sür me ye
da vet ede ce ğiz.
35