Page 155 - Kuran Ahlakına Göre Müminin 24 Saati
P. 155
Harun Yahya (Adnan Oktar)
lar ve yapt›¤› iflin Allah'›n be¤enmedi¤i bir davran›fl oldu¤unu idrak
ederek bu tavr›n› terk eder.
‹man edenler gün boyunca türlü türlü insanla karfl›laflabilirler.
Bununla birlikte koflullar ne olursa olsun, tart›flmadan kaç›n›rlar. Ör-
ne¤in al›fl verifl s›ras›nda uygulanan fiyatlar karfl›s›nda sat›c›yla, zama-
n›nda gelmeyen otobüsün floförüyle, s›ra beklerken yavafl çal›flan gö-
revlilerle tart›flmaya girmezler. E¤er kendilerine haks›zl›k yap›lan bir
ortamla karfl› karfl›ya iseler tart›fl›p öfkelenmeyi de¤il, güzel bir üslup-
la ve ak›lc› bir yöntemle çözüm getirmeyi seçerler. Müminin öfkelen-
memesi gerekti¤ini Rabbimiz Al-i ‹mran Suresi'nde flöyle buyurur:
Onlar, bollukta da, darl›kta da infak edenler, öfkelerini yenenler
ve insanlar (daki haklar›n)dan ba¤›fllama ile (vaz) geçenlerdir.
Allah, iyilik yapanlar› sever. (Al-i ‹mran Suresi, 134)
Kuran ahlak›n› yaflayan bir insan karfl›s›ndakilerin tav›rlar›na gö-
re ahlak anlay›fl›n› de¤ifltirmez. Karfl› taraf alayc› konuflabilir, çirkin
sözler sarf edebilir, öfkelenebilir, kötülükte bulunabilir ya da düflman-
ca tav›rlar sergileyebilir. Ancak müminin efendili¤i, tevazusu, merha-
metli ve yumuflak bafll› tavr› hiçbir zaman de¤iflmez. Kendisine söyle-
nen kötü bir söze kötü sözle karfl›l›k vermez. Alay edene alayla, öfke-
ye öfkeyle cevap vermez. Öfkelenen bir insana karfl› sakin ve kontrol-
lü olur. Peygamberimiz (sav) bir hadisinde müminlere flu flekilde ö¤üt-
te bulunmufltur:
"Her nerede olursan ol Allah'tan ittika et ve kötülü¤ün arkas›ndan
iyilik yap, bu onu yok eder. ‹nsanlara iyi ahlakla muamele et." (Kü-
tüb-i Sitte Muhtasar› Tercüme ve fierhi, Prof. Dr. ‹brahim Canan, 16. cilt,
Akça¤ Yay›nlar›, Ankara, s. 328)
Mümin her an, herfleyin kendi imtihan› için yarat›ld›¤›n› bilir. Bu
nedenle insanlarla tart›flmak yerine güzel sözlerle konuflmay›, onlara
öfkelenmek yerine öfkesini yenerek sab›r göstermeyi tercih eder. Bun-
lar›n Allah'›n hoflnut oldu¤u davran›fllar oldu¤unu bilir ve O'nun r›za-
s›n› kazanmay› ümit eder.
153