Page 56 - Kuran, Tevrat, Zebur ve İncil'de Hz. Mehdi (as)
P. 56

Kuran, Tevrat, Zebur ve İncil'de Hz. Mehdi (as)








                                    Lamarck'ın Etkisi
                    Peki bu "faydalı değişiklikler" nasıl oluşabilirdi? Darwin, kendi
                döneminin ilkel bilim anlayışı içinde, bu soruyu Lamarck'a daya-
                narak cevaplamaya çalışmıştı. Darwin'den önce yaşamış olan Fran-

                sız biyolog Lamarck'a göre, canlılar yaşamları sırasında geçirdikleri
                fiziksel değişiklikleri sonraki nesle aktarıyorlar, nesilden nesile bi-
                riken bu özellikler sonucunda yeni türler ortaya çıkıyordu. Örneğin
                Lamarck'a göre zürafalar ceylanlardan türemişlerdi, yüksek ağaç-
                ların yapraklarını yemek için çabalarken nesilden nesile boyunları
                uzamıştı.
                    Darwin de benzeri örnekler vermiş, örneğin Türlerin Kökeni adlı
                kitabında, yiyecek bulmak için suya giren bazı ayıların zamanla ba-
                linalara dönüştüğünü iddia etmişti. 8

                    Ama Mendel'in keşfettiği ve 20. yüzyılda gelişen genetik bili-
                miyle kesinleşen kalıtım kanunları, kazanılmış özelliklerin sonraki
                nesillere aktarılması efsanesini kesin olarak yıktı. Böylece doğal se-
                leksiyon "tek başına" ve dolayısıyla tümüyle etkisiz bir mekanizma
                olarak kalmış oluyordu.


                           Neo-Darwinizm ve Mutasyonlar

                    Darwinistler ise bu duruma bir çözüm bulabilmek için
                1930'ların sonlarında, "Modern Sentetik Teori"yi ya da daha yaygın
                ismiyle neo-Darwinizm'i ortaya attılar. Neo-Darwinizm, doğal se-
                leksiyonun yanına "faydalı değişiklik sebebi" olarak mutasyonları,
                yani canlıların genlerinde radyasyon gibi dış etkiler ya da kopya-
                lama hataları sonucunda oluşan bozulmaları ekledi.
                    Bugün de hala bilimsel olarak geçersiz olduğunu bilmelerine
                rağmen, Darwinistlerin savunduğu model neo-Darwinizm'dir.

                Teori, yeryüzünde bulunan milyonlarca canlı türünün, bu canlıla-
                rın, kulak, göz, akciğer, kanat gibi sayısız kompleks organlarının
                "mutasyonlara", yani genetik bozukluklara dayalı bir süreç sonu-
                cunda oluştuğunu iddia etmektedir. Ama teoriyi çaresiz bırakan
                açık bir bilimsel gerçek vardır: Mutasyonlar canlıları geliştirmez-
                ler, aksine her zaman için canlılara zarar verirler.
                    Bunun nedeni çok basittir: DNA çok kompleks bir düzene sa-

                hiptir. Bu molekül üzerinde oluşan herhangi bir tesadüfi etki ancak
                zarar verir. Amerikalı genetikçi B. G. Ranganathan bunu şöyle açık-
                lar:








                                               54
   51   52   53   54   55   56   57   58   59   60   61