Page 91 - Kuran'da Şevk ve Heyecan
P. 91

Adnan Oktar (Harun Yahya)


                İş te bu ger çe ğin far kın da olan mü min ler de Al lah Ka tın da asıl
             de ğer gö re cek ola nın sa mi mi yet le ri ve ih las la rı ol du ğu nu bi le rek,
             her yap tık la rı nı iba det he ye ca nı ile ye ri ne ge ti rir ler.
                Al lah’ın tüm Müs lü man la ra bil dir di ği emir le ri nin ya nı sı ra Müs -

             lü man ka dın la ra bil dir di ği emir le ri de bu lun mak ta dır. Mü min ka -
             dı nın  be lir le yi ci  bir  özel li ği  Al lah'ın  Ku ran'da  em ret ti ği  üze re
             gi yi min de te set tür öl çü le ri ne dik kat et me sidir. Müs lü man ka dın lar
             her dö nem de bu iba de ti bü yük bir ti tiz lik ve şevk le uy gu la mış lar -
             dır. Nur Su re si’nde ki ör tün mey le il gi li ayet ler Hic ret ten son ra ki dö -
             nem de in di ril miş tir.

                Mü‘min kadınlara da söyle: "Gözlerini (harama çevirmekten)
                kaçındırsınlar ve ırzlarını korusunlar; süslerini açığa vurmasın-
                lar, ancak kendiliğinden görüneni hariç. Örtülerini, yakalarının
                üstünü (kapatacak şekilde) salsınlar. Süslerini, kendi kocaların-
                dan ya da babalarından ya da oğullarından ya da kocalarının
                oğullarından ya da kendi kardeşlerinden ya da kardeşlerinin
                oğullarından ya da kız kardeşlerinin oğullarından ya da kendi
                kadınlarından ya da sağ ellerinin altında bulunanlardan ya da
                kadına ihtiyacı olmayan (arzusuz veya iktidarsız) hizmetçilerden

                ya da kadınların henüz mahrem yerlerini tanımayan çocuklardan
                başkasına göstermesinler. Gizledikleri süsleri bilinsin diye ayak-
                larını yere vurmasınlar. Hep birlikte Allah‘a tevbe edin ey
                mü‘minler, umulur ki felah bulursunuz." (Nur Suresi, 31)
                Pey gam be ri miz  (sav)  dö ne min de  mü min  ka dın lar  Ce nab-ı
             Al lah’ın te set tür ko nu sun da ki em ri ni bü yük bir şevk ve is tek le kar -

             şı la mış lar, he men ita at et miş ler di. On lar dan son ra ge len Müs lü man -
             lar da ay nı şevk ve ka rar lı lık la bu em ri ye ri ne ge tir miş ler dir. El bet te
             ki tesettürü sadece bir ör tü ola rak gör me mek ge re kir. Kı lık kı ya fet -


                                           89
   86   87   88   89   90   91   92   93   94   95   96