Page 181 - Kehf Suresinden Ahir Zamana İşaretler
P. 181
ADNAN OKTAR (HARUN YAHYA)
okurlar. E¤er "sedd" fleklinde okunursa bu "gözle görünen engel" manas›na
gelirken, "südd" fleklinde okunursa "gözle görülmeyen engel" anlam›na gel-
mektedir. (En do¤rusunu Allah bilir).
Ayette geçen "Böylelikle, ne onu aflabildiler, ne onu delmeye güç yetire-
bildiler" (Kehf Suresi, 97) fleklindeki ifade de buna iflaret ediyor olabilir. Çün-
kü bu büyük antenin yay›n›n› engellemek isteyen Yecüc ve Mecüc'ün ya bu
yay›n›n üzerine ç›kabilmeleri ya da bu yay›n› delmeleri gerekmektedir. Ulus-
lararas› literatürde korsan yay›nlar›n herhangi bir yay›n›n aras›na girerek, il-
legal yay›n yapmas›na da "yay›n delme" ad›n›n verilmesi manidard›r.
Bu yorumla de¤erlendirildi¤inde "hemen hiçbir söz anlamayan" tabirinin
de yap›lan uydu yay›n›n›, baz› zamanlar kavrayamayan bir kavme iflaret et-
ti¤i düflünülebilir. Bu kavim yay›n›n bozuldu¤u anlarda sözü anlayam›yor,
sonra yay›n düzeldi¤inde de makul olarak hemen kavramaya bafll›yor olabi-
lir. (En do¤rusunu Allah bilir.)
Kehf Suresi'nin 86. ayetinde geçen "... kara çamurlu bir göze" fleklindeki
ifade de dikkat çekicidir. Çünkü normal bir televizyon ekran›nda güneflin ba-
t›fl› küçük bir su gözesinde bat›fl gibidir. Televizyonda görüntülerin rengi de-
¤iflir ve deniz sath›ndaki bir bat›fl
ekranda grileflece¤i için, d›flar›-
dan bu görüntüyü izleyen bir ki-
fli için günefl, kara görünümlü bir
gözede bat›yormufl gibi gözükür.
"Aynin hami'e" ifadesinde geçen
"ayn=göz" ve "hami'e=bulan›k"
kelimelerinin bu anlamlar› da
göze ve televizyondaki görüntü-
nün bulan›kl›¤›na iflaret ediyor
olabilir.
Ayr›ca hem bat› hem de do¤u
taraf› ile iletiflim içinde olmas›,
bir tarafta günefl do¤arken di¤er
tarafta günefl batmas› da dünya-
n›n farkl› bölgeleri ile ba¤lant›
içinde oldu¤una iflaret ediyor
olabilir.
179