Page 99 - Tarih Boyunca Müslümanlara Atılan İftiralar
P. 99
Adnan Oktar (Harun Yahya)
tan bir sıtma, hem dehşetli bir sıkıntı ve hiddet içinde çırpınırken, bir
inayet-i İlahiye ile bir hakikat kalbimde inkişaf etti. Manen: “Sen hapse
Medrese-i Yûsufiye namı vermişsin; hem Denizli’de sıkıntınızdan bin
derece ziyade hem ferah, hem mânevî kâr, hem oradaki mahpusların
Nurlardan istifadeleri, hem büyük dairelerde Nurların fütuhatı gibi ne-
ticeler, size şekva yerinde binler şükrettirdi, her bir saat hapsinizi ve sı-
kıntınızı, on saat ibadet hükmüne getirdi; o fâni saatleri bâkileştirdi.”
(Lemalar, s. 244)
Bediüzzaman bir sözünde ise, çevresinde kendisiyle birlikte ay-
nı iftira ve zulümlere maruz kalan müminlerin de, bu olaylardan
dolayı ümitsizliğe kapılıp üzülmediklerini şöyle anlatmıştır:
“On aydan beri, münafıkların bir resmî memuru elde edip bütün desi-
seleriyle yaptıkları hücum en küçük bir şakirdi sarsmadı. O iftiraları hiç
hükmündedir... böylelerden böyle iftiralar, binden bir tesiri bize olmadı-
ğı gibi, inşâAllah daire-i Nur’a da zararı olmayacak.” (Şualar, s. 410)
Bediüzzaman’ın ve çevresinde bulunan iman ehlinin zorluklara,
iftiralara ve hileli düzenlere karşı gösterdikleri tavır, tüm Müslü-
manların kendilerine örnek alması gereken salih ve mütevekkil
mümin tavrıdır. Allah Kuran’da Peygamberimiz (sav)’in şahsında
tüm Müslümanlara, inkarcıların düzenleri karşısında nasıl davran-
maları gerektiğini şöyle hatırlatmıştır:
Sabret; senin sabrın ancak Allah(ın yardımı) iledir. Onlar için
hüzne kapılma ve kurmakta oldukları hileli-düzenlerden dolayı
sıkıntıya düşme. Şüphesiz Allah korkup-sakınanlarla ve iyilik
edenlerle beraberdir. (Nahl Suresi, 127-128)
97