Page 239 - Münafıklarla Mücadelenin Önemi
P. 239
Harun Yahya (Adnan Oktar)
diyorsun. "Şimdi kardeşim tamam," diyor, "Kuran'ın yüzde
99.99'unu yapıyorsunuz ama," diyor, "o kısım ne, ben onu anla-
madım" diyor. "O yüzden ben gidiyorum" diyor. "Nereye gidi-
yorsun?" diyoruz. "Domuzun pisliğinin içine" diyor. Balıklama
dalacağını söylüyor. Sen yarım santim için –şaşı gözünle göre-
mediğin hak olan yarım santimlik güya eksiklik için- milyonlar-
ca tonluk pisliğin içine giriyorsun, bu nasıl oluyor? Demek ki
sen karaktersizsin. "Bana izin ver ve beni fitneye katma"
"Ben gideceğim" diyor. "Beni fitneye katma, çünkü fitne çıkarı-
yorsunuz siz" diyor Müslümanlara. "Haberin olsun, onlar fit-
nenin (ta) içine düşmüşlerdir." diyor Allah. Tevbe Suresi,
49. Yani "o pisliğin ta içine girmişlerdir" diyor "yanına yanaşır-
lar" demiyor Allah, "dokundular" demiyor, "ta içine, ortasına
kadar gittiniz pisliğin içine" diyor. Münafığın vasfı budur. Ama
müthiş bir gurur ve enaniyet vardır, akılsız olduğu için laf, söz
de dinlemez. Mesela sen Hitler'e istediğin kadar anlat, anlamaz.
Allah diyor ki, Nisa Suresi 139; "Kuvvet ve onuru (izze-
ti) onların yanında mı arıyorlar?" Yani, "o pislik güruhunun,
o domuz pisliğinin içinde mi arıyorsunuz ey münafıklar?" diyor
Cenab-ı Allah. Bak, kuvvet ve onur. Enaniyet buradaki onur.
İzzet; büyüklük. Yani iki şeye ihtiyacı var münafığın. Bir, kuvvet
arıyor. Para kuvveti, kafirlerin kuvveti, onların desteği, bir onu
arıyor. Bir de enaniyet, azamet, büyüklük hissi. "Onların
yanında mı arıyorlar?" diyor Allah. "Batağın, pisliğin içinde mi
arıyorlar?" diyor Allah. Ama bulduğunu zannediyor tabi. Allah
da diyor ki bakın, "Şüphesiz, 'bütün kuvvet ve onur,'
237