Page 274 - Münafıklarla Mücadelenin Önemi
P. 274
Münafıklıkla Mücadelenin Önemi
larlar. Mesela bir kemik olur hep beraber çökerler. O kemiği
biri bir kenarından ısırır, biri bir kenarından ısırır. "Kendi ara-
larında Allah'a and içerek" sanki Allah'a inanıyorlarmış,
Allah'dan korkuyorlarmış gibi, Allah'ı da çok anarlar münafık-
lar. Kuran'dan çok delil getirirler. "And içerek dediler ki;
Gece mutlaka ona ve ailesine bir baskın düzenleyelim."
Bak kahpeler ya, "gece ona ve ailesine" bir tek ona da düşman
değiller, çevresine de düşmanlar. "Bir baskın düzenleye-
yim." Asrımızda nasıl olabilir? Yazılı olabilir, sözlü olabilir,
konuşarak olabilir, ihbar eder, iftira atar. "Sonra velisine:
Ailesinin yok oluşuna biz şahit olmadık, gerçekten doğ-
ruyu söylüyoruz, diyelim", bak münafık kahpeliğini görüyor
musunuz, ayette nasıl vurgulanıyor? "Gerçekten bizler doğ-
ruyu söyleyenleriz." Münafığın en çok kullandığı kelime-
lerden biri budur, yani kendince dürüstlüğünü vurgular,
"doğruyu söylüyorum ben" der, "gerçekten" diyor bak.
Ve kendilerince ahmak kurnazlığı yapıyorlar. "Ailesinin
yok oluşuna biz şahit olmadık diyelim." Yani, "bizden
habersiz olmuş, fark etmeden olmuş derler" diyor Allah ayette.
"Münafıklar sana geldikleri zaman biz gerçekten
şahadet ederiz ki sen gerçekten Allah'ın elçisisin dedi-
ler." "Bayağı belli" diyorlar, "inanıyoruz biz" diyorlar. Halbuki
kesinlikle inanmıyorlar. Ne Allah'a, ne Peygamber (sav)'e, ne
Hz. Mehdi (as)'a, ne Hz. İsa (as)'a... hepsine karşı kinlidirler.
"Allah da bilir ki sen elbette O'nun elçisisin. Allah şüp-
hesiz münafıkların yalan söylediklerine şahitlik eder"
onun için bak, " biz gerçekten şahadet ederiz ki, sen kesin
272