Page 294 - Münafıklarla Mücadelenin Önemi
P. 294

Münafıklıkla Mücadelenin Önemi




            bir darbe indiriyor. Bilimsel darbe, bir iman hakikati anlatıyor,
            bir hayır, hizmet yapıyor, Müslümanların bulunduğu yeri temiz-
            liyor, onlara bir yiyecek yapıyor, içecek bir şey getiriyor veya-
            hut onları maddi yönden destekliyor. Onunla mutlu oluyor.
            Münafık da Müslümanlara yaptığı pisliklerle, rezilliklerle, yaptı-
            ğı adiliklerle mutlu olur. Ama bunu açıkça, alenen yapamayaca-
            ğı için münafığın olağanüstü bir zekaya, olağanüstü bir itinaya,
            olağanüstü bir gizlenmeye ihtiyacı oluyor. Kuran'da buna çok
            işaret etmiş. Mesela Peygamber (sav)'e bakıyor kalabalık içeri-
            sinde, ama pis bakıyor. Bir tek Peygamber (sav)'in göreceği gibi
            oluyor. Şimdi Peygamber (sav), "niye öyle bakıyorsun?" dese.
            Birden bakışını düzeltebilir. Ve dolayısıyla Peygamber (sav)'e
            kendince bir haşa tuzak kurmuş oluyor. Ama Peygamber
            (sav)'in sözüne zaten oradaki müminler inanır, iman eder. Yani
            münafık için Peygamber (sav)'i, haşa, mat etmek çok hayatidir.
            Böyle yaparak kendini yücelttiğini düşünür, yükselttiğini düşü-
            nür. Onun için mesela Peygamberimiz (sav) "savaşa çıkacağız"
            diyor, "cihada çıkacağız" diyor. Şimdi Peygamber (sav)'i haşa
            kendince mahcup edip, açmaza sokacağını düşünerek, "hava
            çok sıcak Ya Resulullah (sav)!" diyor. Peygamber (sav) bilmez
            mi onu, havanın sıcaklığını bilmez mi? Ama münafık kafasına
            göre o, Peygamber (sav)'in dikkatinin haşa kapalı olduğunu ve,
            haşa, onu aklemediğini düşünüyor. Münafık aslında hayret veri-
            ci şekilde aptaldır. Hem çok şeytani zekası vardır, ama akıl
            yönünden abartılı aptaldır. Sıcaklığı kim bilmez? Herkes biliyor
            ve alenen biliyor. Peygamber (sav)'in onu bilemediğini ve
            hesaplayamadığını düşünüyor. "Bu sıcakta çıkılmaz" diyor. O


                                      292
   289   290   291   292   293   294   295   296   297   298   299