Page 53 - Darwin'in Varislerine
P. 53
Harun Yahya (Adnan Oktar)
Ancak bu jeo-kimyasal senaryonun hayatın kökenine dair ev-
rimcilere kazandırdı¤ı hiçbir fley yoktur.
Olamaz da. Çünkü Russell'›n anlamazl›ktan geldi¤i çok önemli
bir gerçek vardır: Hayatın kökeni, hayatı mümkün kılan kompleks
bilginin nasıl ortaya çıktı¤ı sorusuyla ilgilidir. Canlı organizmalarda
kullanılan basit organik moleküllerin -yani Russell'›n sözünü etti¤i
amino asitlerin, ribonükleik asitlerin ve flekerlerin - var olup olmama-
sı, hiçbir önem taflımaz. Tüm dünyanın amino asitlerle ve di¤er orga-
nik moleküllerle dolu oldu¤u gösterilse bile, yine canlı bir organiz-
manın kökeni hakkında hiçbir fley söylenmifl olunmaz. Bu, bir gökde-
lenin kendi kendine olufltu¤unu iddia eden bir insanın, "bakın her
yerde dört köfleli tafllar var, demek ki gökdelen bunların biraraya gel-
mesiyle kendili¤inden oluflmufl" gibi hayali bir "kanıt" öne sürmesin-
den farks›zd›r.
Cevaplanmas› gereken, DNA'da veya RNA'da kodlu olan genetik
bilginin nasıl ortaya çıktı¤ı, bu bilgiyi okuyan enzimlerin nasıl olufltu-
¤u ve canlı bir hücreyi var eden di¤er moleküler tasarımların nasıl var
oldu¤udur. Russell'›n öne sürdü¤ü "jeoloji-merkezli bakıfl açısı" bunla-
rın hiçbirine en ufak bir açıklama getirmemektedir. Dolayısıyla hayatın
kökeni sorusu evrimciler için cevapsız kalmaya devam etmektedir.
2) "Mutasyonlar Evrime Nasıl Yol Açamaz?"
New Scientist'in befl sorusundan ikincisi budur. Ama aslında so-
runun "mutasyonlar gerçekten evrime yol açar mı" diye sorulması
daha tutarlı olurdu. Çünkü neo-Darwinizm'in iki mekanizmasından
biri olarak öne sürülen mutasyonların "evrim" sa¤ladıkları, yani can-
lılara yeni genetik bilgi kazandırdıkları bugüne kadar hiç gözlemlen-
memifl, hiçbir kanıtına rastlanmamıfl bir dogmadan baflka bir fley de-
¤ildir.
Sorunun ve "cevabı"nın yazarı Andrew Pomiankowski'nin bu
51