Page 18 - Gözdeki Mucize
P. 18

Gözdeki Mucize


            sürüngen, yarı sürüngen-yarı kuş canlılara ait herhangi bir fosil de

            bulunmamaktadır. Fosil kayıtları Darwinistlerin iddia ettiklerinin
            aksine her yönden tam ve mükemmel canlıların varlığını bize gös-
            terir. Milyonlarca yıldır değişmeden günümüze ulaşmış olan tim-
            sahlar, arılar, kuşlar, balıklar, bitkiler bize canlıların bir anda var
            olduğunu kanıtlar.

                 Evrimciler, ısrarla dikkatleri kafatası fosillerine çekmeye çalı-
            şırlar. Bunun elbette bir nedeni vardır: Tarih boyunca, irili ufaklı
            binlerce maymun türü yaşamış ve bunların %97’sinin nesli tüken-

            miştir. Dolayısıyla Darwinistler için maymunların kafatası fosilleri-
            ni büyüklüklerine ve bazı fiziksel özelliklerine göre dizip, "işte
            maymundan insana uzanan zincir" demek şimdiye kadar son dere-
            ce kolay olmuştur. Hiçbir somut kanıta dayanmayan hayali dış
            görünüm çizimleri, fosil aldatmacaları ve hileli sıralamalar evrim

            senaryolarının temel malzemelerindendir. Oysa evrim teorisi, değil
            bütün halde bir canlının, tek bir proteinin dahi tesadüfen nasıl oluş-
            tuğunu açıklayamaz. Bu yüzden Darwinist çevreler olabildiği kadar
            bu konular üzerinde tartışmaktan kaçınırlar. Zaman zaman da evri-
            me yöneltilen eleştirilere karşı hiçbir cevap niteliği taşımayan ve
            hatta aslında yaratılışa delil olan birkaç bilgiyi ardı ardına dizerek,
            açıklama yapmış izlenimi vermeye çalışırlar.

                 Bu kitabın konusu olan göz de,  "Gözleri düşünmek beni bu

            teoriden soğuttu" diyen Darwin'den beri evrimcileri çıkmaza
                                1
            sürükleyen mükemmel yaratılıştaki organlardan biridir. Gözün
            yapısı ve işlevleri incelendiğinde, evrimcilerin bu çıkmazlarının
            sebebi daha iyi anlaşılır. Göz birçok farklı bölümden oluşmuş kom-
            pleks bir yapıya sahiptir. Hayret uyandıracak kadar geniş kapsamlı
            işlevleri vardır. Bunların tümü gözü oluşturan son derece detaylı
            yapıdaki bu farklı bölümlerin uyum içinde çalışmaları sonucunda

            gerçekleşir. Parçalardan birinin bile olmaması gözün görevini yapa-
            maması demektir. Bu da evrim teorisi açısından içinden çıkılmaz bir
            durumdur. Çünkü Darwinizmin iddiası, mevcut bütün organların


                                              16
   13   14   15   16   17   18   19   20   21   22   23