Page 43 - Gözdeki Mucize
P. 43
Adnan Oktar (Harun Yahya)
Gözümüzün önündeki bu küçük pencereyi incelemeye devam
edelim. Kornea denen saydam bölüm ışık demetlerini kırarak, bu
ışınların mercekten geçip, gözün arkasındaki retinaya ulaşmalarını
sağlar. Odaklama için gerekli olan ışığın kırılımının üçte ikisi kor-
nea sayesinde sağlanır. Kırılmanın geri kalan üçte birlik bölümünü
ise, gözün iç kısmında bulunan mercek gerçekleştirir.
Nesneleri net görebilmek için korneanın her zaman saydam ve
kristal berraklığında olması gerekir. Çünkü saydamlığını yitirdiği
anda göze yeterince ışık giremediği için görüntü bulanıklaşır. Kor-
nea dokusu dış etkenlere karşı da çok duyarlıdır. Gözün bu katma-
nının çok hassas olması göze kaçan küçük bir toz parçasının bile
hemen fark edilip anında temizlenmesini sağlar.
Fotoğraf makinesi için objektif ne kadar önemliyse göz için de
kornea aynı önemi taşır. Dahası kornea o kadar şeffaftır ki, ancak
çok yakından dikkatle bakıldığında görülebilir. Korneanın bu dere-
ce saydam olmasının sebebi, onları besleyen damarların bulunma-
Korneanın Yapısı
Epitelyum
Bowman katmanı
Göz üzerindeki sert ve dayanıklı beyaz
dokunun yapısı, gözün önündeki
Stroma
çıkıntılı bölüme gelince birdenbire
değişir. Bu çıkıntılı bölüm kornea
denilen, ışığı geçiren saydam bir
tabakadan oluşur. Birbirlerinin devamı
oldukları halde göz akı ve korneanın
Descement zarı
yapıları tamamen farklıdır ve kesin bir
sınırla ayrılırlar. Gözün oluşumu
sırasında her hücre nerede nasıl görev yapacağını bilir. Tam İç damar zarı
gereken yerde saydam hücreler devreye girer. Bu muhteşem
oluşum, üzerinde düşünülmesi gereken bir sanattır.
41