Page 85 - Gözdeki Mucize
P. 85
Adnan Oktar (Harun Yahya)
esas görevlerinin haricinde vücutta süregiden diğer işlemlerden de
haberdar olmaları, kendi sorumlulukları dışındaki gelişmeleri de an
an takip ederek bunları telafi edecek bir kabiliyete sahip olmaları
gerekir.
Buraya kadar anlatılanlar görme işlemlerinin birinci basamağı-
nı oluşturur. Bu evre birçok bilinmeyeni içerir. Diğer evrelere ait
bilinmeyenler de gözönüne alındığında, görmenin gerçek anlamda
çözümlenememiş hayret verici bir mekanizma olduğunu söylemek
çok doğru olacaktır.
Görme üzerine 20 yıl araştırma yapmış olan David H. Hubel ile
Torsten N. Wiesel yaptıkları çalışmaları anlattıkları bir makalede
şöyle söylemişlerdir:
Şekil, renk ve hareket gibi özelliklerin şaşırtıcı şekilde beyindeki farklı
bölgeler tarafından ele alınması tüm bilgilerin en son olarak nasıl bir
araya getirildiği sorusunu akla getiriyor. Örneğin zıplayan kırmızı bir
topu düşünün. Motor sinirler sadece yakalama hareketini işliyorsa, bil-
gilerin bir araya getirilmesi başka bir yerde oluyor olmalı. Bu nerede
oluyor, hiçbir fikrimiz yok... 19
Görüldüğü gibi insanın, beyni anlamak için yıllardır sürdürdü-
ğü çaba "acıklı bir biçimde" yetersizdir. O halde tekrar düşünelim:
Mevcut teknoloji ve bilgi birikimiyle, yapısını dahi çözemediğimiz,
son derece kompleks ve muhteşem işler başaran beyin nasıl oluştu?
Bu kadar üstün bir yapı kendi kendine, milyarlarca hücre ve bu
hücreleri oluşturan trilyonlarca proteinin tesadüfen biraraya gelip
her birinin özel anlamı olan trilyonlarca bağlantıyı rastlantılar sonu-
cunda kurmaları ile mi oluştu? Bütün bu sorular evrim teorisi açı-
sından adeta bir kördüğümdür.
Evrim için daha da içinden çıkılamayan problem, beyni oluştu-
ran milyarlarca hücre ve bu hücreleri oluşturan milyonlarca protei-
nin tek bir tanesinin bile tesadüfen oluşma ihtimalinin bulunmama-
sıdır.
83