Page 88 - Kavimlerin Helakı
P. 88
86 KAV‹MLER‹N HELAKI
Semud (Halk›na da) kardeflleri Salih'i (gönderdik). Dedi ki: "Ey kav-
mim, Allah'a ibadet edin, sizin O'ndan baflka ilah›n›z yoktur. O sizi
yerden (topraktan) yaratt› ve onda ömür geçirenler k›ld›. Öyleyse
O'ndan ba¤›fllanma dileyin, sonra O'na tevbe edin. fiüphesiz benim
Rabbim, yak›n oland›r, (dualar›) kabul edendir." Dediler ki: "Ey Salih,
bundan önce sen içimizde kendisinden (iyilikler ve yararl›l›klar)
umulan biriydin. Atalar›m›z›n tapt›¤› fleylere tapmaktan sen bizi en-
gelleyecek misin? Do¤rusu biz, senin bizi davet etti¤in fleyden kuflku
verici bir tereddüt içindeyiz." (Hud Suresi, 61-62)
Salih Peygamberin ça¤r›s›na halk›n az bir k›sm› uydu, ço¤u ise anlat-
t›klar›n› kabul etmedi. Özellikle de kavmin önde gelenleri Hz. Salih'i in-
kar ettiler ve ona karfl› düflmanca bir tav›r tak›nd›lar. Hz. Salih'e inanan-
lar› güçsüz duruma düflürmeye, onlar› bask› alt›na almaya çal›flt›lar. Hz.
Salih'in kendilerini Allah'a ibadet etmeye ça¤›rmas›na öfke duyuyorlard›.
Bu öfke sadece Semud Halk›'na özgü de de¤ildi asl›nda; Semud Kavmi,
kendisinden önce yaflayan Nuh ve Ad kavimlerinin yapt›¤› hatay› yap›-
yordu. Kuran'da bu üç toplumdan flöyle söz edilir:
Sizden öncekilerin, Nuh Kavmi'nin, Ad ve Semud ile onlardan sonra
gelenlerin haberi size gelmedi mi? Ki onlar›, Allah'tan baflkas› bil-
mez. Elçileri onlara apaç›k delillerle gelmifllerdi de, ellerini a¤›zlar›na
götürüp (öfkelerinden ›s›rd›lar) ve dediler ki: "Tart›flmas›z, biz sizin
kendisiyle gönderildi¤iniz fleyleri inkâr ettik ve bizi kendisine ça¤›r-
d›¤›n›z fleyden de gerçekten kuflku verici bir tereddüt içindeyiz." (‹b-
rahim Suresi, 9)
Hz. Salih'in uyar›lar›na ra¤men kavim, Allah hakk›nda kuflkulara
kap›lmaya devam etti. Ancak yine de Hz. Salih'in peygamberli¤ine inan-
m›fl bir grup vard›, ki bunlar, daha sonra azap geldi¤inde Hz. Salih ile be-
raber kurtar›lacaklard›. Toplumun önde gelenleri ise, Hz. Salih'e iman et-
mifl olan toplulu¤a zorluk ç›karmaya çal›flt›lar:
Kavminin önde gelenlerinden büyüklük taslayanlar (müstekbirler),
içlerinden iman edip de onlarca zay›f b›rak›lanlara (müstaz'aflara) de-
diler ki: "Salih'in gerçekten Rabbi taraf›ndan gönderildi¤ini biliyor
musunuz?" Onlar: "Biz gerçekten onunla gönderilene inananlar›z."