Page 104 - Risale-i Nur - Lem'alar
P. 104

ONALTINCI  LEM’A                                                                                                          107


                 Hâfız Tevfik ile gönderdiğiniz üç mes'eleye mülhidler eskiden beri
          ilişiyorlar.
                                                                         ى
                      Birincisi:  ةئمح ٍينع  ۪ فِ برغت اهدجو سمَشلا بىرغم غَلب اذا  ا ت۪ح
                          ٍ ى
                                                      ى
                                                                 ْ َ َ َ َ
                                                                            ٰ َ
                           َ َ
                                  ْ َ
                                        ُ ُ ْ َ َ َ َ َ
                                                       ْ
                                                             َ
          Âyetin ifade  ettiği  zahir  manasına göre:  Güneşin, hararetli ve  çamurlu bir
          çeşme suyunda gurub ettiğini görmüş, diyor.

                 İkincisi: Sedd-i Zülkarneyn nerededir?

                 Üçüncüsü:  Âhirzamanda  Hazret-i  İsa'nın  (A.S.)  geleceğine  ve
          Deccal'ı öldüreceğine dairdir.

                 Bu suallerin cevabları uzundur. Yalnız muhtasar bir işaretle deriz ki:
          Âyât-ı  Kur'aniye,  Üslûb-u  Arabiye  üzerine  ve  zahir  nazara  göre  umumun
          anlayacağı bir  tarzda  ifade  ettiği  için, çok defa  teşbih  ve  temsil  suretinde
          beyan ediyor.
                      ٍ ى
                 İşte   ةئمح   ٍينع    ۪ فِ       برغت yani Güneş'in, hararetli ve çamurlu bir
                                     ُ ُ ْ َ
                              ْ َ
                       َ َ
          çeşme gibi görünen Bahr-i Muhit-i Garbî'nin sahilinde veya volkanlı, alevli,
          dumanlı  dağın  gözünde  gurub  ettiğini  Zülkarneyn  görmüş.  Yani:  Zahir
          nazarda  Bahr-i  Muhit-i  Garbî'nin  sevahilinde,  yazın  şiddet-i  hararetiyle
          etrafındaki  bataklık  hararetlenmiş,  tebahhur  ettiği  bir  zamanda  o  buhar
          arkasında büyük bir çeşme havzası suretinde uzaktan Zülkarneyn'e görünen
          Bahr-i  Muhit'in  bir  kısmında  Güneş'in  zahirî  gurubunu  görmüş.  Veya
          volkanlı,  taş  ve  toprak  ve  maden  sularını  karıştırarak  fışkıran  bir  dağın
          başında  yeni  açılmış  ateşli  gözünde,  semavatın  gözü  olan  Güneş'in
          gizlendiğini görmüş.

                 Evet Kur'an-ı Hakîm'in Mu'cizane Belâgat-ı İfadesi bu Cümle ile çok
          mesaili Ders veriyor. Evvelâ: Zülkarneyn'in Mağrib tarafına seyahatı, şiddet-
          i  hararet  zamanında  ve  bataklık  tarafına  ve  Güneş'in  gurub  avanına  ve
          volkanlı  bir  dağın  fışkırması  vaktine  tesadüf  ettiğini  beyan  etmekle,
          Afrika'nın tamam istilâsı gibi çok ibretli mes'elelere işaret eder. Malûmdur
          ki:  Görünen  hareket-i  Şems,  zahirîdir  ve  Küre-i  Arz'ın  mahfî  hareketine
          delildir;  onu  haber  veriyor.  Hakikat-ı  gurub  murad  değildir.  Hem  çeşme,
          teşbihtir. Uzaktan büyük bir deniz, küçük bir havuz gibi görünür. Hararetten
          çıkan  sis  ve  buharlar  ve  bataklıklar  arkasında  görünen  bir  denizi,  çamur
          içinde bir çeşmeye teşbihi ve Arabça hem çeşme,
   99   100   101   102   103   104   105   106   107   108   109