Page 308 - Risale-i Nur - Lem'alar
P. 308

İsm-i A'zam'ın Altı Nurundan Üçüncü Nuruna işaret eden

                                 Üçüncü Nükte


                                 ى
          ى   ةم   ْكحْلا ى ى       ب    ك ى   بر   ىلي  ۪بس    ٰلِا عدُا   Âyetinin bir  Nüktesi  ve bir  İsm-i  A'zam
                      َ َ
                                   ُ ْ
           َ
                             َ
                      ّ
          veya  İsm-i  A'zam'ın  altı  Nurundan  bir  Nuru  olan  "İSM-İ  HAKEM"in  bir
          Cilvesi  Ramazan-ı  Şerifte  görüldü.  Ona  yalnız  bir  işaret  olarak  "Beş
          Nokta"dan  ibaret  Üçüncü  Nükte  acele  olarak  yazıldı;  müsvedde  halinde
          kaldı.

                 Ü ç ü n c ü    N ü k t e ' n i n    B i r i n c i     N o k t a s ı : Onuncu
          Söz'de işaret edildiği gibi: İsm-i Hakem'in Tecelli-i A'zamı şu Kâinatı öyle
          bir Kitab hükmüne getirmiş ki, her sahifesinde yüzer Kitab yazılmış.. ve her
          satırında yüzer sahife dercedilmiş.. ve her Kelimesinde yüzer satır mevcud-
          dur.. ve her harfinde yüzer Kelime var.. ve her noktasında Kitabın muhtasar
          bir fihristeciği bulunur bir tarza getirmiştir. O Kitabın sahifeleri, satırları, tâ
          noktalarına kadar yüzer cihette Nakkaşını, Kâtibini öyle vuzuhla gösteriyor
          ki;  o  Kitab-ı  Kâinatın  müşahedesi,  kendi  Vücudundan  yüz  derece  daha
          ziyade Kâtibinin Vücudunu ve Vahdetini isbat eder. Çünki bir harf, kendi
          Vücudunu  bir  harf  kadar  ifade  ettiği  halde;  Kâtibini  bir  satır  kadar
          ifade  ediyor.  Evet  bu  Kitab-ı  Kebirin  bir  sahifesi,  zemin  yüzüdür.  O
          sahifede nebatat, hayvanat taifeleri adedince Kitablar, birbiri içinde, beraber,
          bir vakitte, yanlışsız, gayet mükemmel bir surette bahar mevsiminde yazıldı-
          ğı gözle görünüyor. Bu sahifenin bir satırı, bir bahçedir. O bahçede bulunan
          çiçekler, ağaçlar, nebatlar adedince manzum kasideler; beraber, birbiri için-
          de, yanlışsız yazıldığını gözümüzle görüyoruz. O satırın bir Kelimesi çiçek
          açmış,  meyve  vermek üzere  yaprağını vermiş bir ağaçtır.  İşte bu  Kelime;
          muntazam,  mevzun,  süslü  yaprak,  çiçek  ve  meyveleri  adedince  Hakem-i
          Zülcelal'in Medh ü Senasına dair manidar fıkralardır. Güya çiçek açmış her
          ağaç gibi,  o  ağaç dahi  Nakkaşının Medîhelerini  teganni eden  manzum bir
          Kasidedir.

                 Hem güya Hakem-i Zülcelal, zeminin meşherinde teşhir ettiği antika
          ve acib eserlerine binler gözle bakmak istiyor.

                 Hem güya o Sultan-ı Ezelî'nin o ağaca verdiği murassa' hediye ve
          nişanları ve formaları, hususî Bayramı ve Resm-i Küşadı olan baharda Padi-
          şahın nazarına arzetmek için öyle müzeyyen, mevzun, muntazam, manidar
          bir  şekil  almış  ve  öyle  hikmetli  bir  şekil  verilmiştir  ki;  herbir  çiçeğinde,
          herbir  meyvesinde   birbiri   içinde   çok   vecihler  ve  delillerle  Nakkaşının
   303   304   305   306   307   308   309   310   311   312   313