Page 391 - Risale-i Nur - Lem'alar
P. 391

394                                                                                                                           LEM’ALAR


                                                                      Sahife No:

                  D ö r d ü n c ü    M e s ' e l e :
            ى
                                         ى


            ه
             ي
                َلع  ى   للّ     ٰ  ا م  ْ       سا    ىرَك  ُ    لَ   ْذ  ْ  َ   ي    ا   مم      وُلُك  َ    و   َل      ت   ْا  َ    Âyetinin  mana-yı  işarîsiyle,
                                        َ
                      ُ
                َ ْ
           Mün'im-i Hakikî'yi hatıra getirmeyen ve Onun namıyla verilmeyen Nimeti
           yemek ve almak caiz olmadığını; eğer muhtaç ise, esbab-ı zahiriyenin başı
                                                                 ى
                                                          للّ

           üzerinde Mün'im-i Hakikî'nin Rahmet Elini görüp,  ا ىم   بِ deyip alınaca-
                                                           ٰ
                                                                ْ
           ğını;  hem  esbab-ı  zahiriyeyi  perestiş  edenleri  aldatan  iki  şeyin  beraber
           gelmesi veya bulunması olan iktiranı, illet zannetmelerini güzel ve mukave-
           metsûz izahla, yüzleri Mün'im-i Hakikî'ye çevirir.

                  B e ş i n c i    M e s ' e l e : Bir Cemaatin sa'yleriyle hasıl olan bir
           netice veya Şerefi, o Cemaatın Reisine veya Üstadına vermek; hem Cema-
           ate, hem de o Üstad ve Reise zulüm olduğu gibi.. Cenab-ı Hakk'ın Nur ve
           Feyzine  ma'kes  ve  vesile  ve  vasıta  olan  Üstadın,  masdar  ve  muktedir  ve
           menba  telakki  edilmemek  lâzım  geldiğini,  güzel  bir  temsil  ile  isbat  edip,
           hakikat-ı hale pencere açıp gösterir.


                  ON DÖRDÜNCÜ NOTA: Tevhide dair dört küçük Remizdir.

                  B i r i n c i    R e m i z : Dar nazarlı, kasır fikirli ve muhakemesiz
           akıllı,  esbab-perest  insanın  nazarını  Vahdaniyet-i  İlahiyenin  delillerine



                                           ه

                                                                       ٰ
           çevirip, güzel bir temsil üzerinde     َل     كي ۪رش ا       َل       هدح َ َ ْ          و    للّ ا   َل ى   ا هلا ا ى    َل     der,
                                                  َ
                                              َ
                                                                     َ
                                                              ُ ٰ
                                           ُ
                                                       ُ
           Tevhidi isbat eder.
                                            ى
                  İ k i n c i    R e m i z :   اب   ْل ا ت ْ َ         َا   ن    اي      ب ى قا  َ َ   nin bir Sırrını tefsir
                                           ق
                                              َ
           edip,  aşk-ı  mecazîye  mübtela  olan  insana,  Aşk-ı  Hakikîyi  ve  Mabud-u
           Bilhakk'ı gösterir.

                  Ü ç ü n c ü    R e m i z : Hayat-ı Bâkiyeye ve Sermedî manzaralara
           namzed, yüksek makamda halkolunan istidadat
   386   387   388   389   390   391   392   393   394   395   396