Page 42 - Risale-i Nur - Lem'alar
P. 42

ONUNCU  LEM’A                                                                                                                  45


          bir  Talebemdi.  Esrar-ı  Kur'aniyenin bir anahtarı  ve ilm-i  cifrin  mühim bir
          miftahı  olan  Tevafukata  dair  Isparta'daki  Talebelerin  fikirlerini  istimzaç
          ettim. Ondan başkaları, kemal-i şevk ile iştirak ettiler. O zât başka bir fikirde
          ve başka bir merakta bulunduğu için, iştirak etmemekle beraber, beni de kat'î
          bildiğim Hakikattan vazgeçirmek istedi. Cidden bana dokunmuş bir mektub
          yazdı. Eyvah  dedim,  bu Talebemi kaybettim! Çendan  fikrini  tenvir  etmek
          istedim. Başka bir  mana daha karıştı.  Bir  şefkat  tokadını yedi.  Bir  seneye
          karib bir halvethanede (yani hapiste) bekledi.

                 DOKUZUNCUSU: Büyük Hâfız Zühdü'dür. Bu zât, Ağrus'taki Nur
          Talebelerinin  başında  Nâzırları  hükmünde  olduğu  bir  zaman,  Sünnet-i
          Seniyeye  ittiba  ve  bid'alardan  içtinabı  meslek  ittihaz  eden  Talebelerin
          manevî  şerefini  kâfi  görmeyerek  ve  ehl-i  dünyanın  nazarında  bir  mevki
          kazanmak  emeliyle  mühim  bir  bid'anın  muallimliğini  deruhde  etti.  Tama-
          mıyla mesleğimize zıd bir hata işledi. Pek müdhiş bir şefkat tokadını yedi.
          Hanedanının  şerefini  zîr  ü  zeber  edecek  bir  hâdiseye  maruz  kaldı.  Fakat
          maatteessüf  Küçük  Hâfız Zühdü, hiç tokada istihkakı yokken, o elîm hâdise
                                             ى

                                  للّ
          ona  da  temas  etti.  Belki  ا   ءااش   نا  o  hâdise,  onun  Kalbini  dünyadan
                                            ْ َ
                                  ُ ٰ
                                       َ
          kurtarıp  tamamıyla  Kur'ana  vermek  için  bir  ameliyat-ı  cerrahiye-i  nâfia
          hükmüne geçer.

                 ONUNCUSU:  Hâfız  Ahmed  (R.H.) namında bir  adamdır. Bu  zât,
          Risalelerin yazmasında iki üç sene teşvikkârane bir surette bulunuyordu ve
          istifade ediyordu. Sonra ehl-i dünya, zaîf bir damarından istifade etti. O şevk
          zedelendi. Ehl-i dünyaya temas etti. Belki o cihetle ehl-i dünyanın zararını
          görmesin, hem onlara sözünü geçirsin ve bir nevi mevki kazansın ve dar olan
          maişetine bir  sühulet  olsun.  İşte  Hizmet-i  Kur'aniyeye  o  suretle  o yüzden
          gelen fütur ve zarara mukabil iki tokat yedi. Biri; dar maişetiyle beraber beş
          nüfus daha ilâve edildi, perişaniyeti ehemmiyet kesbetti. İkinci tokat: Şeref
          ve  haysiyet  noktasında  hassas  ve  hattâ  birtek  adamın  tenkid  ve  itirazını
          çekemeyen  o  zât,  bilmeyerek  bazı  dessas  insanlar  onu  öyle  bir  surette
          kendilerine perde ettiler ki, şerefi zîr ü zeber oldu, yüzde doksanını kaybetti
          ve yüzde doksan adamı  aleyhine çevirdi. Her ne ise.. ALLAH affetsin, belki
            للّا  ءااش  ْ َ  ى   ا  ن  bundan intibaha gelir, yine kısmen Vazifesine döner.
              َ ٰ
          ُ
                 ON BİRİNCİSİ: Belki rızası yok diye yazılmadı.  .  .  .  .  .  .  .  .  .  .
          .  .  .  .  . .  . .  .  .  .  .  .  .  .  .  .  .  .  .  .  .  .  .  .  .  .  .  .  .  .  .  .  .  .  .  .  .  .  .  .  .

                 ON İKİNCİSİ: Muallim Galib'dir (R.H.). Evet bu zât, sadıkane ve
          takdirkârane,   Risalelerin  tebyizinde   çok   Hizmet  etti  ve  hiçbir  müşkilât
   37   38   39   40   41   42   43   44   45   46   47