Page 91 - Risale-i Nur - Lem'alar
P. 91
94 LEM’ALAR
Vazifesindeki hareketine ve seyahatına imaen ve semavî burçlar, Güneş
itibariyle muattal ve misafirsiz olduklarına ve hakikî işleyen burçlar ise,
Küre-i Arz'ın medar-ı senevîsinde bulunduğuna ve o burçlarda Vazife gören
ى
ى
ve seyahat eden Küre-i Arz olduğuna remzen وحْلا و روَثلا َلع demiştir.
ت
َ ْ
َ
ُ
ى
ى
باوصلاب مَلعَا للّا و Bazı Kütüb-ü İslâmiyede Sevr ve Huta dair acib ve
َ ٰ
ُ
ُ ْ
َ َ
haric-i akıl hikâyeler, ya israiliyattır veya temsilâttır veya bazı Muhaddis-
lerin Tevilâtıdır ki, bazı dikkatsizler tarafından Hadîs zannedilerek Resul-i
Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm'a isnad edilmiş.
ى
ى
انْا َطخَا َا و ااني ۪ نَ نا انْذخاءوت ل ان َ َ َ بر
َ
ا
َ
َ
َ
ْ
َ ُ
ْ
َ ْ
ى
َ
مي ۪ كح ْلا مي ۪لعْلا تنَا كنا ى اانتملع ام َلا ى َل اان مْلع َل كناحبس
َ َ
َ ْ َ َ
ُ
َ
ُ
َ
َ َ ْ
َ َ
َ َ َ ْ ُ
İKİNCİ SUAL: Âl-i Abâ hakkındadır.
Kardeşim; Âl-i Abâ hakkındaki cevabsız kalan sualinizin çok Hik-
metlerinden yalnız bir tek Hikmeti söylenecek. Şöyle ki: Resul-i Ekrem
Aleyhissalâtü Vesselâm, giydiği mübarek Abâsını, Hazret-i Ali (R.A.) ve
Hazret-i Fatıma (R.A.) ve Hazret-i Hasan ve Hüseyn'in (R.A.) üstlerine
örtmesi ve onlara bu suretle
ى
ى
ى
ى
ً
ايْ۪هْطت مُك رهَطيو تيبْلا َلهَا سجىرلا مُكنع بهْذيل Âyetiyle Dua
َ ْ َ
ُ ْ َ
ْ
ُ
َ ْ
ُ َ
ْ َ
َ
ّ
ّ
etmesinin Esrarı ve Hikmetleri var. Sırlarından bahsetmeyeceğiz. Yalnız
Vazife-i Risalete taalluk eden bir Hikmeti şudur ki: Resul-i Ekrem
Aleyhissalâtü Vesselâm, gayb-aşina ve istikbal-bîn Nazar-ı Nübüvvetle otuz
kırk sene sonra Sahabeler ve Tâbiînler içinde mühim fitneler olup kan
döküleceğini görmüş. İçinde en mümtaz Şahsiyetler, Abâsı altında olan o üç
Şahsiyet olduğunu müşahede etmiş. Hazret-i Ali'yi (R.A.) Ümmet nazarında
tathir ve tebrie etmek ve Hazret-i Hüseyn'i (R.A.) ta'ziye ve teselli etmek ve
Hazret-i Hasan'ı (R.A.) tebrik etmek ve musalaha ile mühim bir fitneyi
kaldırmakla Şerefini ve Ümmete azîm faidesini ilân etmek ve Hazret-i
Fatıma'nın zürriyetinin Tahir ve Müşerref olacağını ve Ehl-i Beyt Ünvan-ı
Âlîsine lâyık olacaklarını ilân etmek için o dört Şahsa kendisiyle beraber
"Hamse-i Âl-i Abâ" ünvanını bahşeden o Abâyı